İngiltere'de 'demokrasi' tartışması

İNGİLTERE

Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen İngiltere’de seçime gitmeksizin atanmış bir başbakanın iktidarı ilk kez görülmüyor.

İngiltere siyaseti öyle baş döndürücü bir hızda ilerliyor ki yalnızca iki ayda üçüncü bir başbakan iktidarda. Peki ama Rishi Sunak’a kim oy verdi? Sunak’ı iktidara kim taşıdı? Ülkede en büyük tartışma konularından biri bu.

Son birkaç yıla bakalım:

2016’da Başbakan David Cameron, Brexit referandumunda AB’den ayrılma kararının çıkmasının ardından görevinden istifa etti. Yerine Theresa May başbakanlık koltuğuna oturdu.

Gerçi May 2017’de genel seçime gitti ve Kuzey İrlanda'nın Demokratik Birlik Partisi'nin dışarıdan desteklediği bir azınlık hükümetiyle yoluna devam etti.

Ama hükümetinin ömrü uzun sürmedi. May 2019'da Kraliçe’ye istifasını sundu, yerine Boris Johnson atandı.

Johnson iktidarındaki Muhafazakâr Parti, Aralık 2019’da yapılan genel seçimlerde İşçi Partisi’ne 80 sandalye fark atarak 1987'den bu yana en büyük seçim zaferini kazandı ve Johnson halkın çoğunluğunun desteğini de almış bir başbakan olarak kendini kabul ettirdi.

Ama koronavirüs salgını sırasında karantina kurallarının ihlal edilmesi, parlamentoya yalan ifade verdiği iddiaları ve bir dizi başka skandal nedeniyle partisinin parlamento grubunun güvenini kaybetmesinin üzerine Temmuz ayında görevinden istifa etti.

Johnson’ın istifası ardından Muhafazakâr Parti’de liderlik yarışı başladı.

Yarışta Muhafazakâr milletvekilleri arasında Sunak birinci olmasına rağmen, parti üyelerinin oylarıyla Liz Truss öne geçerek başbakan oldu. Liz Truss’ın iktidarı yalnızca 44 gün sürdü.

Bu hafta Rishi Sunak, son altı yılın beşinci, son iki ayın üçüncü başbakanı olarak İngiltere siyasetinin en üst makamına yerleşti.

Muhafazakâr Parti’nin dümeninin sürekli el değiştiriyor olması Türkiye gibi siyasette liderlik kültürünün hâkim olduğu ya da otoriter rejimlerin hüküm sürdüğü ülkelerde, demokrasinin zarif bir oyunu olarak değerlendiriliyor ve siyasetçilerin başarısız olduklarında istifa etmeleri anlayışı yüceltiliyor.

Ancak madalyonun diğer yanında Independent gazetesinin şu yorumu duruyor: “Muhafazakâr Partili 202 milletvekili Rishi Sunak’ın başbakan olmasını sağladı. Ama 425 bini aşkın okuyucumuz genel seçim istiyor.”

Ülkede bir an önce genel seçimlere gidilmesini talep edenlerin açtığı bir imza kampanyasında da bugün itibarıyla 890 binden fazla imza toplanmış durumda.

Muhalefetteki İşçi Partisi, Liberal Demokrat Parti ve parlamentodaki üçüncü büyük grup olan İskoç Ulusal Partisi de genel seçime gidilmesi taleplerini dile getirdi.

Ancak kamuoyu yoklamalarında Muhafazakâr Parti, İşçi Partisi’nin en az 25 puan gerisinde görülüyor.

Yani yarın seçim olsa İşçi Partisi’nin açık farkla iktidara geleceği anlaşılıyor.

Bu nedenle de Muhafazakâr iktidarın yakın bir gelecekte böyle bir risk alması pek muhtemel görünmüyor.

Daily Mirror: Seni kim seçti?

Rishi Sunak’ın başbakanlığı devralmasının ardından İngiliz gazeteleri siyasette durdukları yere göre manşetler attı.

Sol eğilimli Guardian “Sunak Muhafazakâr Parti’yi uyardı: Ya birleşeceğiz ya öleceğiz” manşetiyle parti içindeki derin ayrılıklar ve kavgalara işaret ederken, sağ eğilimli gazeteler Sunak’ın hem modern İngiltere tarihinin en genç başbakanı olduğunun altını çizdi, hem de Asya kökenli birinin ilk kez başbakanlık koltuğuna oturmasıyla yeni bir devrin başladığını müjdeledi.

Geleneksel olarak İşçi Partisi’ni destekleyen Daily Mirror’ın manşeti ise şöyleydi:

“Yeni bir seçilmemiş başbakan: Sana kim oy verdi?”

Manşetin hemen altında şu ifadeler kullanılıyordu: “Kral’ınkinin iki katı servete sahip Sunak şimdi kamu harcamalarında kesintiye gidecek.”

İskoçya’da yayımlanan Daily Record’un manşeti daha da sertti:

“Demokrasinin ölümü”.

Gazete Sunak’ın Muhafazakâr Parti’de girdiği ilk liderlik yarışını kaybettiğini hatırlatarak şu yorumda da bulunuyordu:

“Kendi partisinin daha birkaç hafta önce reddettiği biri, yalnızca 100’ün üzerinde vekilin desteğini alan tek aday oldu diye İngiltere’nin yeni başbakanı oluyor.”

Kral'dan bile zengin

Hint kökenli Rishi Sunak’ın İngiltere tarihinin ilk beyaz olmayan başbakanı olması İngiltere’de çok kültürlü demokrasinin gelişimi açısından umut verici olarak değerlendiriliyor.

Buna karşın Rishi Sunak yerleşik düzeni ve hâkim sınıfı temsil eden bir isim.

Zira Sunak hayli elit olarak kabul edilen Winchester Koleji, ardından da yine seçkin kesimlerin rağbet edebildiği Oxford Üniversitesi’nde eğitim görmüş, büyük oranda Hint yazılım şirketi sahibi milyarder kayınpederi sayesinde 840 milyon dolarlık servetin sahibi olarak Kral 3. Charles’ı bile gölgede bırakmış, Avam Kamarası’nın en zengin üyesi.

Kaynak BBC

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.