Mehmet Çakıcı :Tatar müzakere masasını deviren bir oyuncu olmayı başardı

KIBRIS

Toplumcu Kurtuluş Partisi YG Başkanı Mehmet Çakıcı müzakerelerin önünü tıkayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatarı ve TC Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi.

Toplumcu Kurtuluş Partisi YG Başkanı Mehmet Çakıcı yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi.

Cenevre’de yapılan 5+1 Kıbrıs konferansı ne yazık ki, müzakere masasının devrilmesiyle sonlandı. Bu noktada kaybaden taraflar başta Kıbrıslı Türkler oldu. Kıbrıs sorununda geriye düşülmüştür. Hiç bir sonuç alınamadan boşuna gidilen ve başarısızlıkla sonuçlanan bir süreci sanki de bir kazanım elde edilmiş gibi sunmak ancak hezeyanlı bir düşüncenin ürünü olabilir.

Peki, burada kazanan kimdir diye sormak lazım. Cenevre’ye gidilerek BM Genel Sekreteri'ne tanınan bir devlet olmak istiyoruz demek hangi aklın ürünü olabilir. BM’in KKTC’yi tanımama kararları dururken Cenevre’de Kıbrıs Rumlarından veya BM’den tanınma beklemek  nasıl bir siyasi sonuç doğurabilirdi diye sormak gerekir. Yani büyük harcamalar yapılarak gidilen Cenevre’de sıfır bir sonuç elde edildi.

Cenevre’de Kıbrıslı Rumlar her halde Sn. Tatar’ın bu tutumundan memnun kaldılar. Crans Montana’da BM Genel Sekreteri'nin çözüm fırsatı kaçırılmıştır diyerek özellikle Kıbrıslı Rumların çözüm istemeyen taraf noktasına düşmesi sonrasında taraflar yer değiştirerek Cenevre’de Sn. Tatar’ın dış politika konusunda strateji yoksunu tavrı ile Kıbrıs Türk tarafı çözüm istemeyen taraf durumuna düşmüştür. Bu sonuç Güney Kıbrıs’ta seçimlere doğru giden Anastasiadis’i rahatlatmıştır. Anastasiadis Cenevre’den seçimlerine yönelik kazanım elde ederek dönmüştür.

Sn.Erdoğan da Cenevre’de blöfünü yapmıştır. Hem Türkiye’de şahin çevrelerine mesaj vererek kendi seçimlerine yönelik bir şov yapmıştır. Ayrıca AB’ye de pazarlık kapısını yüksekten açmıştır. Özellikle AB ile son dönemde Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları için gelişen tansiyonu Türkiye kanadı pazarlığı yükselterek Kıbrıs’ı da bu pazarlık sürecinin bir malzemesi haline getirniştir.

Cenevre’de Kıbrıs Türk tarafını temsilen bulunan Sn. Tatar Doğu Akdeniz için gerçekleşen pazarlığın ve Türkiye’deki ve Güney Kıbrıs’taki seçimlerin bir malzemesi haline gelen bir oyuncuya dönüşmüştür. Bırakın Kıbrıs Türk tarafını temsil etmeyi bir stratejiden yoksun ne olup bittiğinin bile farkında olmayan bir yönetilen oyuncu haline gelmiştir. Annan Planın’dan itibaren kazanılan pozisyon tümüyle kaybedilerek 2004 öncesindeki çözümsüzlük yanlısı pozisyona geri dönülmüştür. Crans Montana’da çözüm perspektifinde gelinen son nokta pozisyonu bertaraf edilmiştir. Tanınmamış bir devlet olarak kalma kaderi sanki de bir kalıcı tercih haline getirilmiştir. Bu duruşla bırakın Federal çözümü savunmayı bağımsız bir KKTC’yi dahi savunmak mümkün değildir.

Bu aşamada yapılması gereken, Kıbrıs’ın her iki tarafındaki çözüm ve barış isteyen güçlerin şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun güç birliği yapmaları büyük önem arzetmektedir. Güç ve eylem birliği içine girip geleceği kurtarmanın yollarını bulmak için çaba harcanmalıdır. Bununla birlikte uluslararası dayanışma da önemlidir. Bu çerçevede Türkiye ve Yunanistan'daki barış vedemokrasi yanlısı güçlerle de dayanışma içinde olunmalıdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.