Saffet Aşıksoy: ''Çamur at izi kalsın konusunda kendileri usta''

KIBRIS

Sosyal Adalet Hareketi Başkanı Saffet Aşıksoy, Ali Kişmir'in, kendisi hakkında söylediği "sendikadan istifa etmediği ve yaptığı açıklama sonrası Erhan Arıklı tarafından bakanlıkta görevlendirildiği" iddialarıyla ilgili, "İftira atıyor, ne de olsa, çamur at izi kalsın konusunda kendileri usta" diye konuştu.

Sosyal Adalet Hareketi Başkanı Saffet Aşıksoy, Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’in, kendisinin sendikadan istifa etmediği, blöf yaptığı ve Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı tarafından, bakanlıkta görevlendirildiğine yönelik iddialarıyla ilgili sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

"KİŞMİR, ÇAMUR AT İZİ KALSIN KONUSUNDA USTA"

Ali Kişmir'in kendisine iftira attığını belirten Aşıksoy, "Ne de olsa, çamur at izi kalsın konusunda kendileri usta" dedi.

"Kişmir, sendikadan istifa etmediğimi, blöf yaptığımı yazmıştı" diyen Aşıksoy, geçtiğimiz Cumartesi kamuoyuna bildirerek istifa ettiğini belirterek, "Daha ne kadar açık olabilir bilmiyorum" ifadelerini kullandı.

Aşıksoy paylaşımında, "Sn. Arıklı, Ekonomi ve Enerji Bakanı'dır. Yani çalıştığım Kurumun bakanı. Onun talebi ile verilecek ve görev tanımımda olan (elektrik mühendisi) bir işi, kanunsuz olmadığı takdirde kabul veya reddetme hakkım yok. Ama hakkım olsa bile kabul ederdim. Bilgi birikimimi ülke yararı için bir türlü kullanabilmek şereftir" diye yazdı.

"ALNIM AÇIK, ÇIKALIM HER ŞEYİ TARTIŞALIM"

Her platformda Ali Kişmir veya işvereni ile bu konuları tartışabileceğini belirten Aşıksoy, alnının açık olduğunu vurgulayarak, "Çıkalım her şeyi tartışalım. Kamuoyu da öğrensin gerçekleri..." dedi.

Aşıksoy'un paylaşımı şöyle:

"Ali Kişmir ilk paylaşımı ile iftiralarını tutturamayınca, önce ikinci bir paylaşımla iftiralarına yenisini ekledi ve sonra kendisine gelen tepkiler sonucunda da üçüncü kez paylaşım yaptı. Ters psikoloji yaparak, benim hakkımdaki paylaşımları ile kamuoyunu meşgul ettiğini söyleyerek özür dilerken, iftiralarına da yenisini ekledi. Ne de olsa, çamur at izi kalsın konusunda kendileri usta.

İlk paylaşımında, sendikadan istifa etmediğimi, blöf yaptığımı yazmıştı. Ben geçtiğimiz Cumaartesi kamuoyuna bildirerek istifa ettim. Daha ne kadar açık olabilir bilmiyorum. Pazar günü sendika başkanı 4 kez beni aradı. Sonuçta 15 yıldır aynı kurumda çalıştığımız, ağabey dediğimiz bir kişi. Tabii ki konuştum. Dilekçe vermediğim için hakkımı savunmadığını söyledi. Pazartesi dilekçe getir dedi. Ben de dilekçe olmadan da bir mağduriyeti ve toplu iş sözleşmesi ihlalini savunuyor olması gerektiğini söyledim. Pazartesi günü de, altta göreceğiniz dilekçeyi verdim. İstifamın sebebi açıkca belirttiğim gibi sendikanın haklarımı savunmamış olmasıydı dedim. Savunacaksa, buyursun haklarımı savunsun ve görelim dedim. Yani, El-Sen üyelerinin maaşlarından kesilen aidat ile maaş alan Ali Kişmir'in bu konuda söylediği blöf konusu tamamen iftiradır.

11 Mart tarihinde görev yerimin değiştirilmesi Toplu İş Sözleşmesine ve hukuğa aykırı olduğu halde, hem sendika yönetimi hem de sendikanın maaşlı büyük gazetecisi bunu görmezden geldi. 11 Mart tarihli yazı ile 10 Şubat tarihinden itibaren görevlendirildim. Ayrıca, Müdür'ün görevlendirmeye aynı yerde uzatma yetkisi varken bunu, ikinci bir yer olarak yazması, Toplu İş Sözleşmesine de aykırıdır. Sanırım büyük gazeteci Ali Kişmir bunu bilmiyor.

Sürülmemin safsata olduğunu, yoğun olan yerlere gönderildiğini söylüyor. 4 ayda iki kere görev yerim değiştirildi ve gönderildiğim yerdeki işler benim tecrübelerimle ilgisiz. Yani oralarda yoğunluğu benim giderme şansım yok çünkü o konularda tecrübem yok. Aksine mevcut kadroya yük olurum. Bilmediğim işi bana öğretmek için mevcut kadro zaman ayırmak zorunda kaldı ve kalacaktı.

Evine ekmek götüremeyen 10 binlerden bahsederek, benim işe gitmediğim günlerde tam maaş aldığımı yazdı. Sanki 10 binlerce kamu çalışanı maaş almazken ben almışım gibi. Beni takip edenler bilir. Kapalı olduğumuz dönemde, kamu çalışanlarının maaşından kesilip, evine ekmek götüremeyenlere verilmesi önerisinde bulunmuştum ama ne ilginçtir ki bu önerimi olumlu karşılamadı Ali Kişmir. Şimdi mağdur insanlar üzerinden bana vurmaya çalışırken, 10 binlerce kamu çalışanını da zan altında bırakıyor.

Yüz yüze tanımadığım birçok insan bana destek çıktı. Buna vurgu yaparak, 'Gerçekten yakışır bize' dedi. Evet, biz başımıza gelen birçok şeyi hak ediyoruz ve bunun en büyük sorumluları da, hep gizli ajandası olup iftira atanlar yüzündendir.

Sn. Arıklı, Ekonomi ve Enerji Bakanı'dır. Yani çalıştığım Kurumun bakanı. Onun talebi ile verilecek ve görev tanımımda olan (elektrik mühendisi) bir işi, kanunsuz olmadığı takdirde kabul veya reddetme hakkım yok. Ama hakkım olsa bile kabul ederdim. Bilgi birikimimi ülke yararı için bir türlü kullanabilmek şereftir.

Sn. Arıklı, Kıb-Tek'te yolsuzlukların olduğunu ve üzerine gideceğini söyledi. Ben sendikacı olsam veya sendikadan maaş alan bir büyük gazeteci olsam, gece gündüz bakana saldıracağıma, bu konuda her türlü yardıma hazırım der ve tüm kaynaklarımla yardım ederdim.

Benim hiç gizli ajandam olmadı. Hep kamu vicdanına inandım ve onun ellerine bıraktım her konuyu. Şimdi yine her şeyi açık bir şekilde kamuoyunun bilgisine ve vicdanına bırakıyorum.

Her platformda Ali Kişmir veya işvereni ile karşılıklı çıkar ve bu konuları tartışırım. Benim alnım açık. Çıkalım her şeyi tartışalım. Kamuoyu da öğrensin gerçekleri..."

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.