Toplumcu Kurtuluş Partisi- Yeni Güçler (TKP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, ülkemizde son dönemde çok acı verici, moral bozucu ve insanlığın sorgulandığı olaylarla karşılaşıldığını ve bu kötü gidişata dur denilmesi gerektiğini belirtti. Bir tarafta Asya bebek için çare arayan insanlara devlet terörü uygulandığını, trafik kazalarında suçsuz insanların öldüğünü, intiharlar yaşandığını, insanlarımızın zamlarla umutsuzluğa itildiğini ve döviz kıskacında ezildiğini, bir tarafta ise iktidar partilerinin kendi siyasi çıkarlarıyla ve saraylar yapma ile meşgul olduğunu kaydeden Çakıcı, "Bir kişi için saray yapıp yığınla para harcanacağına bir çocuğun kurtarılması için para harcanmalıdır" dedi.
Katıldığı bir programında konuşan Çakıcı, çok zor bir dönemden geçildiğinin ve trajik olaylar yaşandığını, Asya Bebek olayında olduğu gibi insanların hayatlar için mücadele ederken hak arama mücadelesinde darp edilir hale geldiklerini, devletin çocuğa yardım elini uzatması gerektiğini söyledi. İnsan haklarının en temel kriterlerinden biri olan hayatta kalma hakkı olduğunu vurgulayan Çakıcı, bir çocuk için yaşam hakkı yanında çocuğun beslenme, barınma, sağlık hizmetine ulaşımı gibi temel haklarının Asya Bebek için de geçerli olduğunu, Devletin buna el atması gerektiğini belirtti. Bir tarafta Saray yapma arzusu ile büyük israf düşüncesi, bir tarafta ise bir çocuğun yaşam hakkı bulunduğunu belirten Çakıcı, saraya ayrılan kaynağın Asya Bebek ve onun gibi çocukların yaşaması için kullanılması gerektiğini vurguladı.
Çakıcı, ülkemizde son dönemde meydan gelen alkollü trafik kazalarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. İnsanların Covid-19 riski yaşarken psikolojik bir travma geçirdiklerini belirten Çakıcı, insanlığın bir ölüm tehdidiyle karşı karşıya kaldığını, bununla birlikte bir takım ruhsal rahatsızlıklar yaşadıklarını, şüphe, depresif belirtiler, moral bozukluğu ve çökkünlük ve buna bağlı olarakta istatistiklere yansıyan ruhsal bozukluklar da yaşanan artışlara işaret etti. Çakıcı, dünya'da şu anda sadece Covid-19 pandemisi değil, ruhsal bozuklukların da arttığı bir pandemi daha yaşandığını kaydederek, ülkemizde pandemi sürecinde alkol ve uyuşturucu kullanımında meydana gelen artışa dikkat çekti. İnsanların alkol ve uyuşturucuyu bazen bir alışkanlıkla bazen de ruhsal rahatsızlıklarını bastırmak için ilaç olarak kullanabildiklerini ifade eden Çakıcı, ruhsal sıkıntıların arttığı dönemlerde alkol kullanımının özellikle ve uyuşturucu daha fazla tüketildiğini söyledi. Çakıcı, alkol ve uyuşturucu kullanımının artmasının suç oranlarının artmasına da yol açtığını belirterek şöyle devam etti, "Yapılan birçok bilimsel çalışmada cinayet ve trafik kazalarının arkasında alkol olduğu, alkol kullanımı özellikle yaz aylarında artış göstermektedir" dedi. Mehmet Çakıcı, alkol ve uyuşturucuya bağlı insanların akıl sağlığını yitirmelerinin bambaşka bir şey olduğunu, bunun diğer tıbbi hastalıklara benzemediğini, topluma yansıyacak bir sürü negatif enerjinin de Pembe Köşk Psikiyatri Hastanesi gibi ruh sağlığı merkezlerinde tedavi edildiğini kaydederek, devletin bu konuya yeterince ilgi göstermediğini belirtti.
Programda seçim tarihi konusunda sorulan soruya karşılık da konuşan Çakıcı, seçimin Nisan ayında yapılacak gibi görünmesine karşın UBP Kurulta'yının belirleyici olacağını gördüğünü kaydetti. Başbakan Ersan Saner'in kurultayı kaybetme ihtimalini sezmesi halinde, erken seçim çağrısında bulunma ihtimali olduğundan söz eden Çakıcı, Meclis'in 1 Ekim'de bu hükümetle açılamayabileceğini kaydetti. Çakıcı, UBP Tüzük Kurultayı'na sevinen parti içinde muhalif kanadın çok da sevinmemesi gerektiğini düşündüğünü belirterek, bunun da siyasi bir manevra olduğunu düşündüğünü belirtti.
Mehmet Çakıcı, seçime Sol partilerin birleşerek girmesi konusunda bir arzusu olduğunu ifade ederek, özellikle TKP ve TDP'nin toplumsal menfaat için ittifak yapabileceğini ancak TDP kanadının sosyal bir görüşmeden bile uzak durmasını anlamakta zorlandığını kaydetti. Sol partilerin birleşerek seçime girmesi halinde büyük bir güç olarak kilit parti olarak hükümette olunabileceğini belirten Çakıcı, eğer bu ittifakı gerçekleştiremezlerse de TKP’nin mümkün olduğu ölçüde güç birliği yaparak seçime gireceğini ve ülke insanının kendilerine vereceği yetki sayesinde ülkede reformlara imza atmaya kararlı olduklarını söyledi.