Tatar - Borrell görüşmesi tamamlandı...

KIBRIS

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile gerçekleştirdiği görüşme sonrası yaptığı açıklamada, çetin ve kritik konuşmalar yapıldığını belirtti, “Artık egemen eşitlik temelinde, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğine dayalı bir anlaşmanın olabileceğini, alternatifsiz olmadığımızı aktardık" dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın açıklamasında bulundu.

"SAMİMİ BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİ"

Josep Borrell ile samimi bir görüşme gerçekleştirdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs sorunu, hellim, patates, finansal destekler, hidrokarbon ve aşı konusunda uzun uzun tartıştıklarını aktardı.

Çetin ve kritik konuşmaların yapıldığını dile getiren Tatar, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarlarının müdafa edilmesi için beklentilerini aktardıklarını söyledi.

"AB'NİN TARAFSIZ OLAMAYACAĞINI SÖYLEDİK"

Tatar, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın AB üyesi olması nedeniyle, Cenevre’de gerçekleşecek 5+1 toplantısında AB’nin gözlemci statüsüyle toplantıya katılmasının doğru olmayacağını, AB’nin tarafsız olmasının beklenemeyeceğini belirtti. Bunu Borell’e de aktardıklarını söyleyen Tatar, Kıbrıs sorununun egemenlik meselesi olduğunu, AB’nin çok da tarafsız olamayacağını ilettiklerini, Cenevre’ye iyi niyetle, yeni fikirlerle gidileceğini aktardıklarını söyledi.

Tatar açıklamarına şöyle devam etti:

“Kıbrıslı Rumların yönetim ve zenginliği adil bir şekilde paylaşmak istemediklerini, bunu en iyi bilenler arasında AB üyeleri olduğunu, tek çıkış yolunun iki devletlilik olduğunu samimiyetle paylaştık. Onlar da bir takım yeni şeyler öğrendiğini, amaçlarının Kıbrıs’ta istikrar sağlanması olduğunu, Kıbrıs’ın çözülmüş bir mesele olarak kabul edilmesini, nihai çözümü önemsediklerini dile getirdi. Kıbrıs’ta bir anlaşma olacaksa, iki tarafın da onayının gerektiği düşünülürse Kıbrıslı Türklere hak ettiği itibar ve öneminin verilmesi gerektiğini ifade ettik.”

"ALTERNATİFSİZ OLMADIĞIMIZI AKTARDIK"

“Alternatifsiz değiliz. Kıbrıs’ta bir anlaşma için ciddi uğraş veriyoruz. Ama gelinen aşamada KKTC devletiyle yolumuza devam edebileceğimizi söyledik” diyen Tatar, “AB nimetlerinden faydalanbilrsiniz şeklinde bir takım ifadeler kullanıldı ama biz ulusal çıkarlarımızı, ulusal onurumuzu feda etmeyeceğimizi söyledik” dedi.

Tatar, Kıbrıslı Türklerin de AB’nin bir parçası olarak, AB’de geleceğini gören halk olarak daha fazla ilgi ve alaka beklediğini aktardıklarını söyledi.

HELLİM KONUSU...

Hellim konusunu görüştüklerini söyleyen Tatar, “Her ne kadar coğrafik tescille hellimin AB’ye pazarlanması ve birtakım avantajlar elde edilmesi için uğraş verilse de politik ve siyasi duruşun Kıbrıslı Türkler için önemli olduğunu söyledik. Yeşil Hat Tüzüğü bağlamında bal ve balıkçılık için de aynı şekilde uygulamanın devam etmesi gerektiğini savunduk” dedi ve şöyle ekledi:

“Hellim konusuyla ilgili, Kuzey Kıbrıs’ta yapılacak bir takım denetimlerde, kimin denetleyici konusu var. Bununla ilgili direk komisyonun atama yapması ve Kıbrıs’ta atama olacaksa da iki lider tarafından yapılması gerektiği üzerinde durduk. Diğer süt ürünlerimizi tescilli olarak AB ülkelerine satmak istediğimizi ama bunu yaparken Rum otoritesinin kuzeye yayılmasını kabul etmeyeceğimizi söyledik.”

"İKİ DEVLETİN İŞ BİRLİĞİNE DAYALI BİR ANLAŞMANIN OLABİLECEĞİNİ SÖYLEDİK"

Kıbrıs meselesiyle ilgili yapılan konuşmalara değinen Tatar, “Artık egemen eşitlik temelinde, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğine dayalı bir anlaşmanın olabileceğini söyledik. Annan Planına Rumların ‘hayır’ demesine rağmen AB’ye alınmasıyla Kıbrıs meselesinin daha karışık hale geldiğini ilettik” dedi.

Aşı konusunda Kıbrıslı Türklerin haksızlığa uğradığını söyleyen Tatar, “Şimdiye kadar AB’den yüz binden fazla doz aşı güneye geldi fakat AB’den beklediğimiz dozda aşıyı alamadık, bunu aktardık. Bugün itibariyle 10 bin 250 doz aşı teslim edildi. Bunun 3 katı kadar aşı almamız gerektiğini söyledik. Borell, Anastasiadis ile konuyu görüşeceğini ve telafi edeceğini söyledi” ifadelerini kullandı. Tatar, aşı konusunda muhatabın Rum yönetimi değil AB olduğunu vurguladı.

"KIBRISLI TÜRKLERE YARDIM VE KATKILARIN ARTTIRILMASI GEREKTİĞİNİ BİLDİRDİK"

Finansal destek konusunu da konuştuklarını bildiren Tatar şunları söyledi:

“Güney Kıbrıs AB’ye alındığında, Kıbrıslı Türklere yapılanın telafisi için Yeşil Hat Tüzüğü ve bir takım tüzükler geçirildi. Kıbrıslı Rumlara niyet edilen katkıların arttırıldığı ama bizlere vaad edilen rakamın altında olduğunu ifade ettik. Adaletin yerini bulması için Kıbrıslı Türklere yardım ve katkıların arttırılması gerektiğini bildirdik. Yeşil Hat Tüzüğ bağlamında sınır kapılarındaki geçişlerde sıkıntılar olduğunu, pandeminin bahane edildiğini, bu sınırlamalrın doğru olmadığını ifade ettik. Borell de bundan rahatsızlık duyduklarını, gerekli bir takım yazışmalar yapılacağı ve tedbir alınacağını söyledi.”

Patateslerin güney üzerinden AB’ye satılması noktasında denetim gerektiğini dile getiren Tatar, “AB’den denetçi pandemi nedeniyle gelemiyor. 2 bin ton patatesin üreticinin elinde kaldığını ifade ettik. Gereğini yapacaklarını söyledi” diye konuştu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.