2022-10-18 20:18:24

Yaşına başına ruhuna değsin...

Gamze Cantürk

gamzegurell@gmail.com 18 Ekim 2022, 20:18

Gençliğimde aradığımı yaşlılığımda buldum neylersin. Ya ben erken geldim ya sen geç kaldın vuslata neylersin. Kader” Şems-i Tebrizi

Aşırı derecede miyop gözlerim, lenslerimi taktığım zaman yakını görmeme izin vermiyor. Yakını görmem için miyop lenslerimin üzerine bir de yakın gözlüğü takmak zorunda kalıyorum. Lenslerimi çıkartıp miyop gözlüğümü taktığımda ise bir şey okuyabilmek için  gözlüğümü çıkartıp, kağıdı burnumun ucuna kadar yaklaştırmak zorundayım! Neylersin kader!

Yaş ilerledikçe herkesin fiziksel rahatsızlıkları, bedensel konforları değişiyor. Maddesel dünyevi süreçte yaşamın bize  anlatmak istediği ilahi nizamı kainatın ironisi bu olsa gerek.

Akıl yaşı, beden yaşı ve üzerine de farkında olamadığımız ruh yaşımız! Olgunluğumuz!

Tanrım yaşamak ne zor şey. Tam çocukluğa alışıyoruz ana kucağında şımarıyoruz derken, bedenimiz değişmeye başlıyor, dürtüsel hormonlar huzurumuzu bozuyor. Neyse alıştık büyüdük derken hadi bu sefer kendimizi toplum içinde bulma, ben neyim ne istiyorum fısıldamaları huzurumuzu kaçırıyor psikolojimizin. Cinsel kimlik, sosyal kimlik, o kimlik, bu kimlik sonra okuldu, işti, paraydı, geçen yılların farkına varamıyor insanoğlu.

Her şeyi oturttuk tam huzura ulaşacağız, bizi dürtüp duran bedenimiz bu kez eskimeye başlar. İşte tam bu noktada ruhun gençliği, organların verdiği tepkiler çakışır.

Yaşlandık mı şimdi. Asla! Yeni kendimize geldik.  Hayatı yeni anlamlandırdık ve doğrularımızı adlandırdık, arkadaşlarımızı ayıkladık tam istediğimizi yapacağız. Bu beden otur diyor yerinde seyret sadece, yapmaya kalkma organlar izin vermiyor işte! O giysi uymuyor üzerine!

Yaş almak ya da yaşlanmak işte tüm mesele!

Ama anne kucağındaki ruhu hatırlayıp o çocuğu görmezden gelmezseniz asla yaşlanmazsınız. Sadece yaş alırsınız. Mutluluğunuz, sevginiz, hayata bağımlılığınız varsa yaşlılık kafa kağıdınızdaki rakamlardan ibaret kalır.

Hoş görünüz, bakış açınız, empatiniz ve illaki sevginiz. Tüm bunları beslerseniz yaşınızı başınızı alırsınız ama yaşamın da hediyesini alır, bedeninizi ruhunuzla eşitlemiş olursunuz.

Ve hatta ruhunuz her bedene girer, her kalbi anlar. O zaman küçük bir çocukla oynar, doksan yaşındaki biriyle arkadaş olur, hayvanlarla konuşur, doğayı kucaklar ve yaşamın döngüsüne katılırsınız.

Yaşamayı anlamlandırmak,

Bir çocuk gibi bakmak, başkalarına saygı duymak;

“Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl, yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gittiğim gibi…Ancak o zaman beni yargılayabilirsin”

Bir bilge gibi, düşünmek,

“Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür, ama hiç kimse kendini değiştirmeyi düşünmez.”

Ve anlayarak sevmek.

“Sevmek insanın kendi kendisini aşmasıdır”

Önce kendimizi sonra her şeyi…

Yorumlar (2)

Feyyat HARBELİOĞLU 2 Yıl Önce

Emeğine yüreğine sağlık arkadaş.

Şakir Kadan 2 Yıl Önce

Kutluyorum, uyandıran düşünceler Sevgiler

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.