Aşk Aşktır!

Onur Yürüyüşü, her yıl Haziran ayının sonlarında Dünya genelinde kutlanan ve Stonewall ayaklanmasının yıl dönümünde gerçekleştirilen, LGBTİ bireyler ve LGBTİ bireylere destek veren kişilerin katılımıyla gerçekleşen bir dizi etkinlikler ve törenler bütünüdür. Biz bu gün bu etkinliğe sanat dünyasından teorisel bir aşk ile destek vermeye çalışacağız.

Öncelikle ressam Leonardo Da Vinci hakkında birkaç bilgi vermek isterim. Filozof, astronom, mimar, mühendis, matematikçi, heykeltıraş, müzisyen, kartograf ve yazar olan Da Vinci Rönesans döneminde yaşamış ve aynı anda birçok alana ilgi duymuştur. Asıl olarak Fransız bir tüccarın siparişi üzerine yapmaya başladığı Mona Lisa tablosu, 20 yıl içerisinde bitmeyip Da Vinci için çok özel bir ilgi alanında olmuştur. Bir rivayet ise; Floransa ve Toskana bölgesinin hakimi, ünlü İtalyan Medici Ailesi’nin akrabası, zengin bir burjuvanın kızının portresi olduğu yönünde.

Mon Salai

Ve yine söylentiye göre; kızın babası, resimdeki kızın kendi kızından daha çirkin olduğunu söylemiş, bunun üzerine Leonardo bunu sanatına yapılmış bir hakaret olarak algılayıp babaya postayı koymuş ve Floransa’yı terk etmiş. Başka bir söylenti de; Mona Lisa’nın, Leonardo’nun bizzat kendisi olduğu yönündedir. En çok ses getiren ve en çarpıcı rivayet daha var ki, o da; Da Vinci’nin, asistanı Gian Giacomo Caprotti da Oreno ile bir ilişki içinde olduğu ve “Mon Salai” (benim küçük şeytanım) diye hitap ettiği sevgilisine, Mona Lisa’nın manzara resminin bir parçası olan şeytan köprüsünü resmederek atıfta bulunduğudur. Resmin Salai’ye fazlasıyla benzemesi de ayrıca dikkate değerdir. Leonardo’nun Oreno’ya taktığı lakap olan Mon Salai’nin de, Mona Lisa’nın anagramı olduğu dikkatlerden kaçmamıştır ve aslında en büyük iddia ve en kanıtlanabilir iddia bu olabilir, ayrıca o dönemin diğer sorunlarından biri ise Mona Lisa'nın kaşlarının neden olmayışıdır... Bu konuyu rivayetlere dayandırmadan hastalıklı bir kişinin çizildiğini varsayımlamak daha doğru olur. Diğer Da Vinci tablolarında olduğu gibi suratların benzerliği aslında bu çıkmazda bize Mona Lisa'nın aslında kim olduğunu çok rahatlıkla vermektedir ya eşcinsel aşığı ya kendisi ya da kafasında yarattığı bir görüntü? Bunun cevabı belki de hiçbir zaman çözüme kavuşamayacak.  (Umberto Arte ile Sanat kitabından yararlanılmıştır). 

Duyguları çok iyi bir yetenekle işleyebilen Da Vinci yaşantısında birkaç sözünden dolayı erkeklere ilgi duyduğu iddiası ortaya atılmış ve Mona Lisa’nın bir erkeğe ithafen mi yapıldığı hep tartışılmıştır. Da Vinci, eşcinselliğinin o dönemde yasak olması sebebiyle gizli kalmasını istemiş ve belki de Mona Lisa’yı olabildikçe kadın figürü yapmaya çalışmıştır.