Babalar Günün Kutlu Olsun, Paul Cézanne!

Paul Cezanne, 1839 tarihinde Fransa’nın Aix-en-Provence kasabasında doğmuştur. Kendisi sanat dünyasına yön veren, Empresyonizm akımının en önemli temsilcilerinden, resimleriyle kendinden sonraki ressamlara örnek olan bir dahidir. Biz bugün Modern resmin babası olarak kabul edilen Paul Cezanne'in hayatını ve üslupsal özelliklerini irdeleyeceğiz.

Paul Cézanne'ın 1889 ie 1890 yılları arasında yaptığı otoportresi

Henüz çok küçük yaşta sanata hevesi olduğu halde ne çocukken ne de ilk öğrencilik yıllarında bu alanda çevresinin ilgisini çekebilecek bir başarı gösterememiştir ve yaptığı işler beğenilmemiştir. Sanatçının ilerleyen yıllarda garip bir çalışma tarzı ve hayatı olmuştur. Çizgisi oldukça beceriksiz, ham, anlamsız, hatta kabadır. Rubens, Poussin, Delacroix’ya hayrandı ve bu ressamların resimlerini taklit ediyordu ama bunlar da gerek kompozisyon, gerek renk bakımından ünlü sanatçıların eserleriyle kıyaslanamayacak derecede basit, ruhsuz çalışmalar olmuştur. İlk zamanlarında yaptığı çalışmaları sergilenmek üzere Paris’te her yıl açılan Salon sergilerine göndermiş ama bir türlü kabul ettirmeyi başaramamıştır. Cezanne’ın sanat anlayışını doğada bulunan tüm varlıkların hepsini geometrik formlar olarak görme düşüncesidir. Cezanne, birçok portre, natürmort ve doğadan ilham alan manzara resimleri yapmıştır. Doğayı taklit etmeyerek ona eş bir görüntü yaratmaya çalışan sanatçı, İzlenimcilikle ilgili olarak; “Güneş ışığı yeniden üretilemez ancak temsil edilebilir.” demiştir. Cezanne Empresyonistlerle ve özellikle İsviçre'de tanıştığı ressam Pissarro ile olan dostluğu onun donuk renkleri bırakarak Empresyonistlerin açık tonlu renklerini kullanmasını sağlamıştır. Kalın renk katmanları tekniğinden vazgeçip hafif fırça darbeleriyle noktalama yöntemine yönelmiş, pıhtılaşmış gibi görünen yüzeyler yaratmıştır. Cezanne'in İzlenimciliğin özelliklerinden ayrılan sanatı hızla, daha yalın ama daha çok işlenmiş ve yapıya daha çok dikkat veren bir açıya doğru gelişmiştir. Tarzını hayal gücünden ve gözlemlerinden kaynaklanan ögelerle zenginleştirmiştir. Perspektif kurallarına uymayan Cezanne'in bu tutumu sonradan büyük ölçüde etkilediği Kübist ressamlara öncü olmuştur. Sanatçının son dönemleri lirik dönemi olarak bilinmektedir. Bu dönemde belli bir lirizme ve daha özgür fırça darbelerine yönelerek gösterişli yapıtlar sergilemiştir. Aynı zamanda daha hızlı bir yöntem olan suluboya tekniğini de kullanmıştır. Aynı zamanda renkleri ve biçimleri lirik bir anlayışla kullanan Fovist akımın özelliklerinin Cezanne'nin son dönemlerinde yaşadığı değişimi ortaya serer. 1906'da zatürreden ölmeden önce değeri anlaşılmayan ve insani ilişkileri iyi olmayan Cezanne 20. yüzyıl modernistleri için tekniğinin gelişimi değişimi ve özellikleri bakımından Modern resmin babası olarak kabul edilmiştir.

Kağıt Oynayanlar” Cezanne’ın en güzel çalışmalarından sayılır. 2011 yılı Nisan ayında Katar kraliyet ailesi tarafından 259 milyon dolara satın alınan Paul Cézanne’ın bu tablosu, Paul Gauguin’in 2015 yılında 300 milyon dolara satılan tablosunun ardından dünyanın en pahalı tablosu'dur.

“Elma Sepeti” adlı natürmort. Bu resimdeki detayların özelliklerine bakıldığında geomertrik yerleştirme Kübizm sanatına geçişi gösterir. Kübizm'in ana temasını ilk olarak veren kendisi olduğu için Kübizm'in atası olarak görülmesine yol açmıştır.