english german arabic turkish

banner9

banner37

banner19

banner38

banner12

Cumhurbaşkanlığı'ndan AB'ye 'tarafsızlık' ve 'adalet' çağrısı

banner11

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Kıbrıs ve Maraş konusundaki söylemleri eleştirildi. AB’nin, ‘Kıbrıs’taki iki eşit halk ve tarafa karşı daha duyarlı ve daha dengeli bir politika izlemesi’ gerektiği çağrısı yapıldı.

DÜNYA 17.11.2020, 19:14 19.11.2020, 15:15 ALP ERMIYA
52
Cumhurbaşkanlığı'ndan AB'ye 'tarafsızlık' ve 'adalet' çağrısı
banner24

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Josep Borell’in, Kıbrıs konusunda söylediği söylemlerin gerçeklerden uzak ve taraflara karşı yanlı olduğu belirtilerek eleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı, AB’ye Kıbrıs’ta iki eşit halk ve tarafa duyarlı ve dengeli politika izlemesi konusunda çağrıda bulunuldu.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklama şöyle:

"YANLI DAVRANIŞ BİR KEZ DAHA ORTAYA KONDU"

Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in 15 Kasım 2020 tarihli açıklaması, Kıbrıs gerçeklerinden ne kadar uzak ve Kıbrıs sorununa taraf olan iki eşit halk ve Devlet’e karşı ne kadar yanlı davranıldığını bir kez daha göstermiştir. 'Üyeler arasında dayanışma' saikiyle yapıldığı anlaşılan bu talihsiz açıklamayla AB ayrıca çözüm konusunda herhangi bir yapıcı rol oynayamayacağını da kanıtlamıştır. BM Genel Sekreteri’nin Sözcüsü Spethennie Dujarric ise Kıbrıs meselesi ve Maraş konuşmalarında BM’nin bilinen görüşlerini tekrarlayarak 'tek yanlı hareketlerden kaçınılması' çağrısını yinelemiştir.

Bilindiği gibi Kıbrıs sorununun siyasi eşitliğe dayalı iki kesimli iki toplumlu bir çerçevede çözümlenmesine yönelik on yıllardır devam eden görüşmeler süreci, Temmuz 2017’de Crans-Montana’da yer alan BM’nin de katıldığı konferansta çökmüş ve orada gözlemci sıfatıyla hazır bulunan AB Temsilcisi de buna bizzat şahit olmuştur. Keza, söz konusu çöküşten Kıbrıs Rum tarafının sorumlu olduğu, başta BM olmak üzere tüm katılımcılar ve uluslararası toplum tarafından da görülmüştür. Bunu müteakip, bu çöküşün federal çözüm arayışlarının sonu olduğu ilgili taraflarca ortaya konmuş “BM parametreleri” diye bilinen bütün öneri ve belgelerin geri çekildiği kayda geçmiştir. BM Genel Sekreteri, bilahare verdiği raporda, taraflara ülkelerine dönerek bir düşünme ve değerlendirme sürecine girmelerini ve ne yapmak istedikleri konusunda yeni fikirlerle kendisine dönmelerini önermişti.

Bu arada Kıbrıs Türk halkı bir seçim süreci yaşamış ve halkımız egemen eşitliğe dayalı iki Devletli çözümü savunan Sayın Ersin Tatar’ı Cumhurbaşkanlığı makamına seçmiştir. Halkımızın bu iradeyi hür ve demokratik seçimlerde onaylaması yarım yüzyılı aşkın bir dönemdir varoluş mücadelesi veren ve hala ciddi mağduriyet yaşayan bir halkın bu haksız ve adaletsiz statükoya 'dur' demesinin bir sonucudur. Görüşmeler süreci boyunca BM tarafından ortaya konan bütün ana çözüm önerilerini kabul etmiş olan ancak hala izolasyon ve kısıtlamalar altında tutulmaya devam eden Kıbrıs Türk halkı ortaya koyduğu bu yeni politikayla kendi kaderini tayin hakkına sahip olduğunu tüm dünyaya bir kez daha hatırlatmıştır.

"HATIRLATIRIZ, ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİ REDDEDEN HER ZAMAN RUM TARAFI OLDU"

İlgili tüm çevrelere bir kez daha hatırlatırız; söz konusu çözüm önerilerini reddeden hep Kıbrıs Rum tarafı olmuş, bu çerçevede 2004 yılında BM’nin masaya koyduğu kapsamlı çözüm planını reddetmesine rağmen AB üyeliğiyle ödüllendirilmiştir. Bu adaletsizlik ve dengesizliği AB’nin geç de olsa görmesini ve yapılan bu tarihi hatadan ders çıkarark Kıbrıs’taki iki eşit halk ve tarafa karşı daha duyarlı ve daha dengeli bir politika izlemesini bekliyoruz.

Ülkemizde son yapılan demokratik seçimlerde halkımızın onay verdiği, iki tarafın işbirliğini öngören iki Devlete dayalı politikaya, BM ve AB dahil, tüm ilgili aktörlerin saygı duyması gerekmektedir. Ne BM ne de AB’nin bu iradeyi görmezden gelme veya buna karşı çıkma hakkı yoktur. Kapsamlı çözüm konusunda sürekli karşımıza çıkarılan BM kararlarıyla ilgili olarak bu kararların halkımızın iradesinin üstünde olmadığını ve olamayacağını vurgulamak isteriz. Kaldı ki BM Ana Sözleşmesi evrensel ve kalıcı bir prensip olarak halkların eşitliği ve kendi kaderini tayin hakkına saygı göterilmesine amirdir. Çeşitli dönemlerde konjonktürel olarak alınan Güvenlik Konseyi kararlarının bu yüce prensiplerin üzerinde olamayacağı açıktır. Keza, bir çözümün empoze edilemeyeceği ve serbestçe ulaşılması gerektiği ortadadır.

"BM KARARLINA UYGUN, İNSANİ AÇIDAN OLUMLU HAREKET"

Maraş konusundaki kararlara atıf yapan çevrelerin ise şu gerçekleri göz önünde bulundurması gerekmektedir:

Geçmiş dönemlerde Maraş’ın bir paketin parçası olarak güven yaratıcı önlemler çerçevesinde kaç kez önerildiğini ve Kıbrıs Rum tarafınca reddedildiğini hatırlatmak isteriz. Kapsamlı çözümün bir parçası olduğu dönemlerde de aynı retçi muameleye uğrayan Maraş, bu süre içinde statükonun bir simgesi haline gelmiştir. İlgili kararlarda öngörüldüğü gibi kendi yasal sakinlerine mülklerini iade edecek şekilde Maraş’ı açmak BM kararlarına uygun olduğu kadar hukuki ve insani açıdan da olumlu olarak değerlendirilmesi gereken bir harekettir. Çünkü, söz konusu devir işlemlerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yasal bir iç hukuk çaresi olarak kabul ettiği KKTC’deki Taşınmaz Mal Komisyonu’nun marifetiyle yapılması öngörülmektedir.

Kıbrıs’ta tek yanlı ve diyaloğa zarar veren bir davranış aranıyorsa, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk Halkı üzerinde uyguladığı izolasyon ve kısıtlamalara bakılması gerekir. KKTC’ye geçişi engellenen her turist, doğrudan uçuş hakkı elinden alınan her Kıbrıs Türkü ve yabancı uyruklu, uluslararası müsabakalara katılmaktan mahrum bırakılan her Kıbrıslı Türk sporcu, Yeşil Hat Tüzüğüne rağmen ticari mal ve şahısların geçişine konan her engel, bu tek yanlı, insanlık ve çağ dışı uygulamanın yeni bir kanıtını teşkil eder. AB ve BM’nin Kıbrıs’taki gelişmelere doğru perspektiften bakması, yansız davranması ve bu suretle adil, gerçekçi ve sürdürülebilir bir uzlaşı için gerekli iklimin yaratılmasına yapıcı katkı koymasını bekliyoruz."

Yorumlar (0)
banner1
banner13
12
az bulutlu
Günün Anketi Tümü
Türkiye Cumhuriyeti'nde 14 Mayıs 2023'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanır?
Türkiye Cumhuriyeti'nde 14 Mayıs 2023'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanır?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13
banner30
banner29
banner5