Bazı eski Türk bürokratları kendine göre, milli hislerini ön planda tutup konuşuyorlar,Kıbrıs konusunda demeçler verip Türkiye’nin en saygın gazeteleri de onları haber yapıyor.
Türk bürokratlarının ve siyasetçilerin Kıbrıs konusunda eksiği nedir diye sorsanız, doğru bilgi derim.
Bu bürokratlara ve siyasetçilere yaptıkları işten dolayı temsil ettikleri devlete saygım vardır. Fakat Kıbrıs konusunda yetersiz bilgiye sahip olmaları onların ne yazık ki Kıbrıs meselesine ilişkin söylemlerine yansıyor..
Geçenlerde Cumhuriyet Gazetesinde emekli Büyükelçi Uluç Özülker “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yerine Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KTC) ‘ye geçiş, bağımsızlık ve egemenlik yönünde çok daha net bir adımdır” dedi. İsim değişikliği konusunun, “Federasyon tartışmaları bitti, KKTC egemen bir devlet olacak” söylemleri doğrultusunda atılmış yeni bir adım olduğunu söyleyen Özülker, “Anlam yükleme yönüyle baktığımızda KTC, bağımsızlık ve egemenliğin başka bir boyutta ikrar ve yeniden ilan edilmesidir” ifadelerini kullandı.
Sayın Büyükelçim, tecrübenize ve yaşınıza saygım sonsuzdur. Cumhuriyet yerine devlet kullanırsanız daha doğru olur düşüncesindeyim . Çünkü hala federal çözüm Kıbrıs sorunun çözümünde bitmiş değildir. Birleşmiş Milletler kararlarında federal çözüm vardır ve var olacaktır.Uluslararası Hukuk gereği federal çözümden yola çıkarak 2004 yılında referandumun galibi Kıbrıslı Türkler ve Türk tarafı olarak Kıbrıs Türk Devleti’nin kurulması gerekiyordu.Avrupa Birliği uyumlu yasalarınında yapılması gerekiyordu. Kıbrıs Türk Devleti’nin anayasası da hazırdı Referandumda Kıbrıs Türk halkı da bu karara yüzde 65 ‘Evet’ demişti.
Her yapılan görüşmeye gidildiğinde bunu BM’de Kıbrıslı Rumların gözünün içine sokup bu konuda çözüm yolunda baskı yapmalıydık....Bu arada Avrupa Birliği'ne de her fırsatta Kıbrıslı Türkler’in direk ticaret ve uçuşlarını talep için kararlı davranmalıydık. Eğer bunları başarabilseydik antlaşma zeminlerini sağlayarak Federal Cumhuriyet için Türk tarafı ortağını hazır vaziyete getirmiş olacaktı .Türkiye’nin de önü dış politikada açılmış olacaktı.
Ama nerde Sayın Büyükelçim zaman geldi geçti, hem de koskoca 17 yıllık bir stratejik,politik hata…17 yıllık bir kayıp.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ismi ve anayasası ile hiçbir açılımı dünyadan Kıbrıslı Türkler için talep edemezsiniz. Sadece Kıbrıs’ı pazarlık konusu olarak elinizde tutarsınız. Oysa 1923’den sonra anayurtları Türkiye dışında Türklerin uluslararası anlaşmalara göre tek devlet sahibi olacak,1923 Misak-ı Milli ile Mustafa Kemal’in anayurdunuza geri dönün çağrısını nazikçe red edmiş ama asla Kemalist düşünceden kopmamış, Atatürkçü Kıbrıslı Türkler’dir.İslam dininden ayrılmamış Laik Kıbrıslılardır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan elbette ‘Kıbrıs Türk Devleti’ diyecek çünkü söylemde yanlış olmaz politikada,bugün meydan okur yarın döner federal çözümü de masada görüşür.
Hayıf zaten CHP ve İYİ Partiye….
Kıbrıs konusunda hiçbir bilgileri yok.Yüzde yüz noksan papağan gibi iktidarın söylemlerini tekrarlıyorlar.Başka yapacakları birşey yokmuş gibi.
KIbrıs konusunu öğreninde gelin Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener
Atatürk’ün Partisi CHP ....Sen nasıl olur da bu Kemalist Kıbrıslı Türkü unutursun? Sayın Kılıçdaroğlu, Karaoğlan Bülent Ecevit’in Kıbrıs Siyasetini çalışmadın mı?Yazık diyorum tek kelime ile...
Kıbrıslı Türkler adanın tümüne ortaktır. Karasularında ve topraklarında çıkacak her türlü yeraltı zenginliklerine de ortaktır.
Bu ortaklık egemen devlet anlayışında sadece federasyon yaparsak vardır. Adayı karasal olarak pay etmek sadece stratejik bir yanlış olur.
Kıbrıs karasularında çıkacak doğal gazın Avrupa Birliği’ne Türkiye üstünden gitmesi gerekmektedir.Bunu da adanın tümüne ortak olarak sağlayabiliriz. Ortadoğu'da Türkiye ‘yi güçlü bir ülke yapmak istersek, hem Kıbrıslılar hemde Türkler olarak federal çözümden uzaklaşmamalıyız.
Umarım yanlıştan erken döneriz siyasi çatışmalardan vazgeçip, 17 yıllık kaybı hızlı bir şekilde Türk ve Kıbrıslı Türklerin yaşamına katarız.