Güneşim en güzel doğduğu ülkeden merhaba…
Sizlere Kıbrıs’tan sesleniyorum.
İnsan dünyanın büyük bir bölümünü dolaşsa da, en güzeli kendi memleketi…
Kasım ayının kış olmasını reddeden bir iklimden kelimelere hayat vermek e güzel…
Buralarda sıcak hala daha tüm bedeninizi fazlasıyla saracak konumda…
Yazın yaşamımda sayısını hatırlayamayacağım kadar “merhaba” yazsısı kaleme almışımdır.
Bu kez çok sevdiğim Kıbrıs’tan, ama zorunlu olarak yurtdışına çıkamadığım bir ortamdan yazıyorum.
2020’den itibaren hayatımıza zorunlu bir misafir olarak gelen ve adeta hayatımızı isgal eden kelimelerle birlikte yaşıyoruz.
Kovid-19, korona, pandemi kelimeleri öyle hayatımıza girdi ki çıkaramıyoruz.
Bu durumdan bana göre en fazla üreten sanatçılar etkilendi…
Ürettikleri sanatsal ürünler hedef kitlelere birkaç istisna haricinde ulaşamamış.
Yöneticilere sorarsanız onların derdi hep ekonomi.
Sermayedarları kurtarma peşine düşmüşler birçok ülkede…
Oysa ki; aslolan üretmektir, yani korunması gereken kesim üretici konumundakilerdir.
Sıcak bir Kıbrıs havası esiyor penceremden.
Sonbahara inat; sıcak.
Yapraklar gövdeden ayrılabilme telaşı içerisinde…
Yaşlı amcanın mevsimler de karıştı artık söylemlerini işitiyorum penceremden…
Bende diyorum ki; sadece mevsimler mi değişti, karıştı…
Öyle günlerden geçiyoruz kişi siyasi görüşler karıştı, düşünceler karıştı, hatta çıkarlar karıştı birbirine…
Aman bu dönemde sıra duralım.
Sadece sağlığımıza değil, hayattaki duruşumuza da sahip çıkalım.
Değerli okuyucular bir engel olmadığı sürece haftalık olarak bu köşeden sizlerle buluşmayı hedefliyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklarken, ama diyorum; sakın üretimden kopmayın.
Bir de kültür sanat hep yanı başımızda olsa, daha güzel oluruz diyorum.
Sevgiyle kalın…
11 Kasım 2020, Kıbrıs
hasan.cakmak@yahoo.com