Erhan Arıklı:Annan Planın raporunu bile Güvenlik Konseyi gündemine getiremeyenler şimdi bizi kınama yarışına girmişler.

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı, sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yaparak, Kapalı Maraş açılımında ikinci aşamaya geçilmesine gelen eleştirilere yanıt verdi.

Bakan Arıklı, “Maraş açılımı ile ilgili attığımız adımın arkasından, başta BM Güvenlik Konseyi olmak üzere birçok devlet bizi kınama yarışına girmiş...” ifadelerini kullandı.

Erhan Arıklı, “İçimizdeki teslimiyetçi çevreler ise; ‘Dünyada yalnızlaştık. Derhal geri adım atın ve BM Kararlarına uygun hareket edin. Yoksa mahvoluruz’ diye bize çağrıda bulunuyorlar...” sözlerini kullanarak, “İçimizdeki Teslimiyetçiler böyle diyorsa, demek ki doğru yoldayız” dedi.

"GÜNEY KIBRIS'I AYIPLAYAN TEK BİR ÜLKE GÖRDÜNÜZ MÜ?"

Başbakan Yardımcısı, Ekonomi ve Enerji Bakanı Arıklı, açıklamasının devamında ise şunları söyledi:

“1963'ten başlamak kaydı ile Gutteres Belgesi, Gali Fikirler Dizisi, Annan Planı ve en son Crans Montana’da yaşananlar karşısında bu ülkelerin tutumlarına bakınız lütfen. Maraş konusunda bizi kınama yarışına giren bu ülkelerin hiç birisi o dönemlerde bizi takdir eden, Rum tarafını kınayan tek bir açıklamasına şahit oldunuz mu?

Annan Planı'nı ret eden Güney Kıbrıs’ı ayıplayan tek bir ülke gördünüz mü?

Yahu Annan Planın raporunu bile Güvenlik Konseyi gündemine getiremeyenler şimdi bizi kınama yarışına girmişler.

BM başta bu tarafgir ülkelerin bize uygulayacakları ambargo dahil herhangi bir yaptırım yok. Çünkü o ambargo ve yaptırımlar zaten uygulanıyor.

Geriye ağzımıza biber sürmeleri kaldı.

“UMURUMUZDA BİLE OLMAYACAKSINIZ”

Size bir şey söyleyeyim mi?

Bırakın İsrail, Ermenistan gibi BM’yi ciddiye almayan ülkeleri, mesela Rum tarafı 30 Ağustos 1965 tarihli BM kararını ne kadar taktı ise biz de BM Güvenlik Konseyinin son kınama kararını o kadar takacağız...

Biz Maraş’ın bir bölümünü eski sahiplerinin dönüşüne, oradaki kamuya ait yerleri ise Türklerin kullanımına açtık.

Sevgili BM, elinizden gelen kınamayı yapın.

Umurumuzda bile olmayacaksınız...”