Şahiner: Temiz eller operasyonu organize bir yolsuzluk planı mı?

İhalede belirtilen yükümlülüklere de değinen Şahiner, “Özellikle, bu ihalede belirtilen yükümlülükleri istenilen şekilde yerine getiremeyecek olan bazı şirketlerin ihaleye katılabilmesinin önünü açmak için değiştirilmiştir. Bu, KIBTEK’in önümüzdeki süreçte yakıtsız kalmasına yol açabileceği gibi, kaçak Fuel-Oil’in, ülkemize giriş yapmasının önünü açabilecek; ihaleyi alacak olan firmanın milyonlarca dolarlık bir haksız kazanç elde etmesine de imkân yaratacaktır. Haftalardır yaptığımız onca uyarıya rağmen, söylediğimiz her şey tek tek çıkmakta; göz göre göre tüm bu riskler bugün ihale kutusunda yer almaktadır” dedi.

Medyada yer alan haberlerin ve kendilerine gelen ihbarların olduğunu da söyleyen Şahiner, ihaleye katılan firmalardan birinin teklifte sunduğu evraklarda sahtecilik yaptığını, ilgili firma tarafından kiralanacak geminin aslında kiralanmadığını ve firmanın yakıt alımı yapacağı söylediği rafineri ile aslında bir anlaşmasının olmadığı iddialarını ortaya konulduğunu söyledi ve “Kurum müdürünün ve YDP’li bazı yönetim kurulu üyelerinin büyük bir vurdumduymazlıkla ihaleyi kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmek için özveri gösterdiklerini açıkça gözler önüne serildi. Bu bilgilerin doğru olması durumunda işi bu noktaya getiren bizim altı haftadır uyardığımız fakat anlaşılamayan ve ısrarlı bir şekilde değiştirmek istemediğiniz başlıklardır” dedi.

Bazı hususları üzerine basa basa yeniden hatırlatmak durumunda olduklarının da altını çizen Şahiner, “Bu ihaleyi sonuca götürecek olan tek sorumlu makam, Merkezi İhale Komisyonu’dur ve nasıl karar vereceği konusundaki yasal dayanak Kamu İhale Yasası’dır. Oluşacak olan bir hatada bu halka hesap verecek olan da Merkezi İhale Komisyonu olacaktır. Eğer KIBTEK bugün kamuoyunda yolsuzluk ve vurgunla anılan bir kurum haline geldiyse, skandallarla hatırlanıyorsa bunun tek sebebi o dönemde görevde olan siyasiler ve onların atadığı hak hukuk tanımayan, iş bilmez, liyakat yoksunu yöneticilerdir” dedi.

İlgili Bakan’ın, kurumdaki yolsuzlukların üzerine gideceğini her yerde söylediğine dikkat çeken Şahiner, “İlgili Yönetim Kurulu’nun ve kurum içerisinden üst düzey bazı yetkililerin ihale şartnamesini değiştirerek adeta ihale sürecini bloke etmeye çalışması, doğrudan alımın kapısını aralamak için imkân yaratması ya da devletten devlete anlaşma ile satın alım ve kurumun daha da zarar ettirilmesi için zemin hazırlamaya çalışması çok manidardır ve asla tesadüf değildir.  KIBTEK’de buz dağının görünen kısmı kadar görünmeyen kısmı da vardır ve çok dikkatli olunmalıdır. Aksi takdirde Kıbrıs Türk halkının öz varlığı olan kurum, gelmiş geçmiş en büyük vurgunu yapan organize bir çetenin elinde avucumuzun içinden kayıp gitme riski ile karşı karşıya kalacaktır” dedi.

İhalede belirtilen yükümlülüklere de değinen Şahiner, “Özellikle, bu ihalede belirtilen yükümlülükleri istenilen şekilde yerine getiremeyecek olan bazı şirketlerin ihaleye katılabilmesinin önünü açmak için değiştirilmiştir. Bu, KIBTEK’in önümüzdeki süreçte yakıtsız kalmasına yol açabileceği gibi, kaçak Fuel-Oil’in, ülkemize giriş yapmasının önünü açabilecek; ihaleyi alacak olan firmanın milyonlarca dolarlık bir haksız kazanç elde etmesine de imkân yaratacaktır. Haftalardır yaptığımız onca uyarıya rağmen, söylediğimiz her şey tek tek çıkmakta; göz göre göre tüm bu riskler bugün ihale kutusunda yer almaktadır” dedi.

Medyada yer alan haberlerin ve kendilerine gelen ihbarların olduğunu da söyleyen Şahiner, ihaleye katılan firmalardan birinin teklifte sunduğu evraklarda sahtecilik yaptığını, ilgili firma tarafından kiralanacak geminin aslında kiralanmadığını ve firmanın yakıt alımı yapacağı söylediği rafineri ile aslında bir anlaşmasının olmadığı iddialarını ortaya konulduğunu söyledi ve “Kurum müdürünün ve YDP’li bazı yönetim kurulu üyelerinin büyük bir vurdumduymazlıkla ihaleyi kendi menfaatleri doğrultusunda yönlendirmek için özveri gösterdiklerini açıkça gözler önüne serildi. Bu bilgilerin doğru olması durumunda işi bu noktaya getiren bizim altı haftadır uyardığımız fakat anlaşılamayan ve ısrarlı bir şekilde değiştirmek istemediğiniz başlıklardır” dedi.

Bazı hususları üzerine basa basa yeniden hatırlatmak durumunda olduklarının da altını çizen Şahiner, “Bu ihaleyi sonuca götürecek olan tek sorumlu makam, Merkezi İhale Komisyonu’dur ve nasıl karar vereceği konusundaki yasal dayanak Kamu İhale Yasası’dır. Oluşacak olan bir hatada bu halka hesap verecek olan da Merkezi İhale Komisyonu olacaktır. Eğer KIBTEK bugün kamuoyunda yolsuzluk ve vurgunla anılan bir kurum haline geldiyse, skandallarla hatırlanıyorsa bunun tek sebebi o dönemde görevde olan siyasiler ve onların atadığı hak hukuk tanımayan, iş bilmez, liyakat yoksunu yöneticilerdir” dedi.

İlgili Bakan’ın, kurumdaki yolsuzlukların üzerine gideceğini her yerde söylediğine dikkat çeken Şahiner, “İlgili Yönetim Kurulu’nun ve kurum içerisinden üst düzey bazı yetkililerin ihale şartnamesini değiştirerek adeta ihale sürecini bloke etmeye çalışması, doğrudan alımın kapısını aralamak için imkân yaratması ya da devletten devlete anlaşma ile satın alım ve kurumun daha da zarar ettirilmesi için zemin hazırlamaya çalışması çok manidardır ve asla tesadüf değildir.  KIBTEK’de buz dağının görünen kısmı kadar görünmeyen kısmı da vardır ve çok dikkatli olunmalıdır. Aksi takdirde Kıbrıs Türk halkının öz varlığı olan kurum, gelmiş geçmiş en büyük vurgunu yapan organize bir çetenin elinde avucumuzun içinden kayıp gitme riski ile karşı karşıya kalacaktır” dedi.