english german arabic turkish

banner9

banner37

banner19

banner38

banner12

AB salgında 'birlik' olmayı başaramadı

banner11

Kovid-19 salgınının özellikle ilk döneminde ortak politika üretmekte zorlanan ve yardım çağrılarına yanıt veremeyerek dayanışma ilkesini rafa kaldıran Avrupa Birliği, bu dönemde oluşumun sorgulanmasına sebep oldu.

DÜNYA 09.01.2021, 13:09 09.01.2021, 13:13 ALP ERMIYA
22
AB salgında 'birlik' olmayı başaramadı
banner24

AB'nin ortak bir sağlık politikası olmaması ve sağlık alanının üyelerin kendi yetkisinde olması sebebiyle AB, salgınla mücadelede sınıfta kalırken; AB kurumlarının ciddi krizlerin çözümünde etkin olamadıkları bir kez daha görüldü. 

Salgına hazırlıksız yakalanan üye ülkeler ulusal çıkarlarını, Birliğin çıkarları önüne koyarak tek taraflı hareket etme yolunu seçerken, salgından en çok etkilenen ülkelerin başında gelen İtalya'nın yardım çağrılarının karşılıksız kalması, Birliğin dayanışma ruhunun çökmesi olarak değerlendirildi.

Üye ülkelerin salgının ortaya çıkardığı krizde hızlı ve etkin bir mekanizma oluşturamaması, AB'nin geleceğine dair olumsuz senaryolar yazılmasına yol açarken; devletlerin sorunun büyüklüğünü çok geç algılaması da kaosa neden oldu.

Ülkelerin panik halinde sınırlarını kapatmaları, Schengen bölgesi içinde sınır kontrollerine başlamaları ve farklı tecrit politikaları uygulamaları, "Birlik içinde ortak hareket etme" ilkesinin ortadan kalktığını gösterdi.

İtalya'nın yardım çağrısı karşılıksız kaldı

Salgının ilk aylarında Kovid-19'un en sert vurduğu AB üyesi İtalya, Birliğin diğer üyelerinden yardım talep ederken, AB içinde dayanışma olmamasını açık bir şekilde eleştirdi.

Başta Fransa ve Almanya olmak üzere birçok AB ülkesi, salgının ilk döneminde tıbbi malzemelerin ihracatını yasaklarken, kendi derdine düşen diğer üye ülkelerden de yardım gelmedi. O dönemde İtalya'ya ilk yardım eli uzatan ülke, dünyanın diğer ucundaki Çin oldu.

Sağlık sisteminin de yetersizliğiyle çok sayıda kişinin Kovid-19 nedeniyle öldüğü İtalya'nın tek başına bırakılması, Birliğin dayanışma politikasına yönelik kötü bir sinyal olarak değerlendirilirken; AB'nin görüş alışverişlerinde öteye gidip hızlı ve somut adımlar atması gerektiği ifade edildi.

Schengen "fiilen" askıya alındı

Salgının ilk dönemlerinde birçok toplantı yapan ve tedbir çağrılarını yineleyen AB Komisyonu, üye ülkelerden iç sınırlarını kapatmamalarını ve sınır kontrolleri uygulamamalarını istese de, birkaç ülke hariç tüm üyeler sınırlarını tamamen kapatma ya da iç sınır kontrolleri yoluna gitti. Böylece serbest dolaşımı öngören Schengen de fiilen askıya alınmış oldu.

Tek başına hareket edip, iç sınır kontrollerine ilk başlayan ülkelerden Avusturya'nın Başbakanı Sebastian Kurz, Avrupa'da dayanışmanın işlemediğini belirterek, bunun gelecekte ciddi tartışmalara sebep olacağını söyledi.

Çekya Başbakanı Andrej Babis de Brüksel'in "tavsiye vermesini" beklemek zorunda olmadıklarını ifade ederek, Avrupa'nın bu dönemde yaklaşımlarını koordine edemediğini savundu.

Virüsü başta yeterince ciddiye almayan ve salgın geldiğinde dayanışma prensibini rafa kaldıran AB'nin geleceği, geniş kitlelerinin yanı sıra kendi üyelerince de sorgulanır oldu.

İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, "AB'nin 2. Dünya Savaşı'ndan sonra karşılaştığı en büyük sınamayla ya başa çıkacağını ya da tarih olacağını" söylerken, Almanya Başbakanı Angela Merkel de "salgını, AB'nin kuruluşundan beri karşılaştığı en büyük sınama" olarak nitelendirdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise AB'nin, İtalya gibi ülkelere gerekli yardımı sağlamaması durumunda "siyasi bir proje olarak çöküşle karşılaşacağını" savundu.

Bütçe ve kurtarma programı krizi

Üye ülkeler, salgının neden olduğu ekonomik sıkıntılardan kurtulma noktasında da ortak bir tutum sergileyemedi.

Salgının ilk döneminde, üyeler arasında kamu borcuna sahip ülkeler ile kamu finansmanı daha sağlam ülkeler arasında ekonomik tedbirlerde uzlaşı sağlanamadı.

Fransa, İtalya ve İspanya gibi salgının daha ağır hissedildiği üyeler, krizin ekonomik sonuçlarına yönelik ortak adımlar atılmasını ve sağlık sistemlerine gerekli yatırımları yapmak, ekonomilerini krizden korumak için piyasalardan fon toplamak üzere "ortak borç mekanizması" gibi bir yapı kurulmasını talep etti.

Ortak borçlanma mekanizması fikrine Almanya, Hollanda, Avusturya ve Finlandiya'nın başı çektiği bazı ülkeler sıcak bakmadı.

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, o dönemde yaptığı açıklamada, Avrupa'nın bilinmeyen bir düşman ve benzeri görülmemiş bir krizle karşı karşıya kaldığını, üye ülkelerin ekonomik krizden çıkmaları için daha fazla para ayrılması gerektiğini belirterek, "AB bütçesinin krize uygun olarak şekillendirilmesi" çağrısında bulundu.

AB kurumları, salgının başladığı dönemde aylar sonra toplanıp salgın nedeniyle ekonomileri ciddi anlamda küçülen üyelere destek için kurtarma fonu hazırladı.

Buna ek olarak 2021-2027 bütçesiyle ortaya 1,8 trilyon avro gibi büyük bir bütçe ortaya çıkınca, bu büyüklükteki mali kaynağın onaylanması ve dağıtımı da yeni krizin habercisi oldu.

Kovid-19'un ekonomik etkilerine karşı hazırlanan kurtarma programının da eklenmesiyle ortaya çıkan bütçenin boyutu, harcama alanları ve hibe oranları uzun süre gündemde kaldı.

Temmuz 2020'de yapılan ve Birlik tarihinin "en uzun Liderler Zirvesi" olan zirvede, günler süren müzakereler sonunda liderler anlaşmayı başarsa da daha sonra bu fonların kullanımının yeni bir mekanizmayla hukukun üstünlüğü şartına bağlanması başka bir kriz doğurdu.

Polonya ile Macaristan, oy birliği gerektiren bütçe ve kurtarma programını uzun süre veto etti. Dönem Başkanı Almanya'nın yürüttüğü müzakereler sayesinde uzlaşıldı ve Aralık 2020'de gereken oy birliği sağlandı.

Aşı temini konusunda Macaristan, AB'yi eleştirdi

Yaz aylarında aşı çalışmalarının ilerlemesiyle AB harekete geçti ve Komisyon, aşı geliştiren firmalarla anlaşmalar yapmaya başladı.

Komisyon, 2020 sonuna kadar 6 firmayla 2 milyar doz aşı alımı için anlaşma imzaladı.

Avrupa İlaç Ajansının (EMA) 21 Aralık 2020'de Kovid-19 aşısının kullanımına onay vermesinin ardından 26 Aralık'ta tüm üye ülkelere, BioNTech-Pfizer tarafından geliştirilen aşıların teslimatı yapıldı. AB genelinde yaygın aşılama çalışmaları ertesi gün başladı.

AB, EMA'nın Amerikan ilaç firması Moderna'nın aşısı için verdiği tavsiye kararını 6 Ocak'ta onaylarken, Moderna'nın aşısı Birlik içinde onay verilen ikinci aşı oldu.

Aralık 2020 sonunda Rus aşısının ilk 6 bin dozunun ulaştığı üye ülkelerden Macaristan, aşı temini konusunda AB'nin hata yaptığını öne sürdü.

Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakan Yardımcısı Tamas Menczer, AB'nin ABD, İngiltere ve İsrail'e göre geri kaldığını belirterek, "Brüksel'in anlaşma konusunda geç kaldığı ve kötü bir anlaşma imzaladığı görülüyor. Bundan dolayı şimdi daha fazla aşı alamıyoruz." dedi.

Macaristan'ın hem Çin hem de Rusya ile aşı konusunda iş birliğini sürdürdüğünü kaydeden Menczer, Macaristan'a hızlı şeklide etkili aşıyı getirmek için Doğu-Batı ayrımı yapmadan çalışmalara devam ettiklerini söyledi.

Üyeler, birlik ruhundan uzaklaşıyor

Kovid-19 salgını, AB üyesi ülkelerin kriz durumunda birlik ruhundan uzaklaştığını gösterdi.

Salgının Avrupa'da yayılmaya başlamasıyla üyelerin ulusal çıkarlarını ön planda tutup, birbirlerine sınırlarını kapatmaları, tıbbi malzeme ihracatını yasaklamaları, başka ülkelerin ya da bölgelerin maskelerine el koymaları, yardım çağrılarına karşılık vermemeleri birlik ve dayanışma ruhundan uzaklaşıldığı eleştirilerine neden oldu.

İlk dalganın ardından yetkililer, AB'nin yeniden birlik ve dayanışma ruhunu yakaladığını ifade etti. Buna rağmen özellikle üyelerin ekonomilerinde yaşanan krizlerin ardından her zaman ekonomik anlamda güçlü bir oluşum olmakla ön plana çıkan AB'nin salgından güçlenerek mi çıkacağı yoksa etkisini mi yitireceği tartışılmaya devam etti.

Dünya ekonomisinin en önemli merkezlerinden biri olan AB de salgın dolayısıyla önemli bir sınavla karşı karşıya kalırken, uzmanlar artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ve küresel düzenin radikal biçimde değişeceğini ifade ediyor.

Kaynak;Kayhan Gül'ün Haberi AA

Yorumlar (0)
banner1
banner13
12
az bulutlu
Günün Anketi Tümü
Türkiye Cumhuriyeti'nde 14 Mayıs 2023'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanır?
Türkiye Cumhuriyeti'nde 14 Mayıs 2023'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini kim kazanır?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14
banner30
banner29
banner5