Rüya görmeyelim , kabusları olalım

Kıbrıs sorunu 1963 yılından beri Türk-Yunan sorunu olarak tam 58 yıl boyunca devam ediyor. Kanlı çarpışmalar, 1963, 1967 ve 1974 yıllarında adada savaşlar ve katliamlar durmadı. 1963 ve 1967 yıllarında katliama uğrayan Kıbrıslı Türkler'di. Hem öldürüldüler hem de yerlerinden köylerinden oldular. Nihayet 1974 'de Katliama başlayan Yunanistan'ı Türk askeri durdurdu. Kıbrıs Türk'üne üç Garantör ülkeden biri olarak adanın Kuzeyinde güvenli bir bölge yaratarak ada üzerindeki yaşamsal haklarını sağladı. Yıllarca yalnızlığa terk edilen Kıbrıs Türk'üne ekonomik yardımlar yaptı, yapmaya da devam ediyor.

Geçen zaman hep Kıbrıs Türkünün aleyhine oldu. Dünyadan hala daha izole olmuş bir şekilde varlığını sürdürmekte. Ada üzerindeki gücü ve 1960 anayasasından aldığı haklar ile adanın idaresi üzerinde Kıbrıslı Rumlar ile güç paylaşımı yapmalı.

Mevcut durum sürdürülemez, devam edemez.

1974 sonrası devam eden Kıbrıs Sorununun çözümü 1977 yılında BM gözetiminde Kıbrıslı Türkler,Kıbrıslı Rumlar ve üç garantör ülkenin birlikte imzaladıkları iki bölgeli Federal çözümden başka bir çözüm modeli düşünülemez.

İki ayrı Devlet çözüm önerisi ile sil baştan yapan Kıbrıslı Türkler olursa masadan kaçan çözüm karşıtı taraf durumuna düşeriz. 2004 yılında yapılan referandum sonucundan sonra elde ettiğimiz kazanımları hep yitiririz. İki ayrı devlet isteği Anavatan Türkiye’mizi işgalci durumuna düşürür, ve adayı bölmüş olur ve böylelikle İngiliz Emperyalizimine hizmet etmiş oluruz.

Aslanlar gibi 5'li görüşmelere gidip iki bölgeli federal çözümden yana uzlaşmayan 'Hayırcı' Rum tarafını köşeye sıkıştırmamız gerekiyor. Ekonomik ve siyasi olarak dünyanın kabul ettiği Kıbrıs Türk tarafı olmalıyız. Anavatanımıza yakışır, elimiz güçlü olarak masadan kalkmalıyız. Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarından haklarımızı almalıyız ve de Avrupa Birliği'ne götürülecek boru hattını da Türkiye üzerinden geçirtip Anavatanımızın ekonomisine katkı sağlamalıyız.

Aklın yolu birdir, öfkeyle kalkan zararla oturur.

Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar'ın 5'li görüşme öncesi iktidar ve muhalefet parti liderlerini toplayıp 'iki bölgeli federal çözüm' konusunda ortak konsesus sağlaması gerekmektedir. Sonra da aslanlar gibi masaya oturup Kıbrıs Türk'ünün haklı davasını savunması gerekmektedir.

Gerçekçi ve uluslararası anlaşmalara sadık kalarak anlaşma ve çözüm yanlısı olmalıyız.

Bu şekilde hareket edersek zaten kıvıran taraf Rum tarafı olacak ve Kıbrıs Cumhuriyeti zırhına saklanıp zamana oynayacaklar. Oynasınlar bakalım, oynasınlar. Ada üzerindeki güç paylaşımını mutlaka ve mutlaka Kıbrıslı Türkler ile birlikte paylaşmaları gerekmektedir.

Kıbrıslı Rumlar ada üzerinde Kıbrıslı Türkler ile birlikte paylaşımcı olmalıdırlar, yoksa onlar Kıbrıs Cumhuriyetini işgal etmiş olup , işgalci durumuna düşecekler.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte iki devletli çözümü onlar yaratmış olacaklar.

Tercih Kıbrıs Rumlarının.

İngiliz Emperyalizimi bir yandan Kıbrıslı Rumları paylaşmamak için kışkırtıyor, diğer yandan ise Kıbrıslı Türkleri ayrı devlet kurun ve self-determinasyon hakkınızı kullanın diyor.

Kıbrıs sorunu 1960 yılında Cumhuriyetin kuruluşunun ardından kışkırtmalar ile 61 yıl sürüncemede kaldı.

Hade çıksın Osmanlı soyundan Ali Kemal’in torun çocuğu olan Boris Johnson Birleşik Krallık olarak KKTC’ini tanıyoruz diye açıklama yapsın.

Oyuna gelmeyelim. Yetti artık. 61 yıllık sorunu bitirelim. Her halukarda Kıbrıs Türk’ü hakkını alacak, çünkü haklı taraf Kıbrıs’ın Türk tarafıdır.

Rüya görmeyelim, kabusları olalım...