Ayşegül Baybars:Yaşlı bakımevinde yaşanan bulaş da ciddi bir sıkıntı ve ihmal olduğunun göstergesidir

Halkın Partisi (HP) Milletvekili Ayşegül Baybars, hükümetin pandemi sürecini yönetemediğini, denetim konusunda oldukça eksik kaldığını belirtti.

Vaka sayılarındaki artışın pandeminin artık yaz aylarında da artabildiğini gösterdiğini söyleyen Baybars, okulların açılması, pandeminin kontrol altına alınabilmesi için hükümetin acil bir eylem planı açıklaması, denetimleri artırması ve aşı konusunda teşvik edici olması gerektiğini anlattı.

Televizyon programına katılarak soruları yanıtlayan Ayşegül Baybars şöyle konuştu:

“Pandemiyle mücadelede iki yılı açtık. Nasıl mücadele edeceğimizi, kapanma-açılma koşulları, sağlık altyapımızın güçlendirilmesi, salgınla birlikte normalleşme sürecinin nasıl olacağı, piyasanın nasıl hareketleneceği konularında artık bir tecrübeye sahibiz aslında. Ancak şu son 3-4 aylık süreçte görmeye başladık ki; normalleşmeyle birlikte hepimiz kendimizi pandemi öncesindeki hayatlarımıza geri dönmüş gibi hissediyoruz. Temmuz-ağustos aylarında her yerin açık olması, karantinasız girişler ekonomi için şarttı elbette ama denetim konusunda yeterli olunmaması vaka sayılarına yansıdı. Şu anda görüyoruz ki; temaslı takibinde ciddi sıkıntılar var. Yaşlı bakımevinde yaşanan bulaş da ciddi bir sıkıntı ve ihmal olduğunun göstergesidir. Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilişkin ciddi bir açıklama yapması şarttır. Soruşturma başlatılması yeterli değildir.

Yüz yüze eğitimin başlaması gerektiğini söylüyoruz, Milli Eğitim Bakanı da henüz bir eylem planı açıklamamış olsa nihayet 6-13 Eylül tarihlerinde okulların açılacağını söyledi. Bununla ilgili hangi tedbirlerin alındığı, nasıl açılacağı, vaka sayılarına rağmen velilerin çocuklarını okullara güvenli bir şekilde gitmelerinin yolları konusunda hala da bir açıklama maalesef yok. Diğer yandan bir de aşı konusu var. Elimizde aşı var ancak Sağlık Bakanlığı’ndan aşıya teşvik edici herhangi bir kamu çalışması yok. Aşılanma oranı hala yeterli değil.

Sayın Başbakan ‘Temmuz ayında aşılanma oranı %70 olacak’ demişti ama baktığımızda o oranlara yaklaşamadık. Yüksek öğretimde de bir belirsizlik söz konusu. Öğrenciler üniversiteler için ülkemize gelecek ama Bakanlık konuyla ilgili nasıl düzenlemeler, planlamalar yaptı, bilgimiz yok. Hükümet süreci yönetemiyor. Daha fazla özenle, Sağlık Bakanlığı, Polis Teşkilatı ve belediyeler denetimleri artırıp insanları belli kurallar çerçevesinde yaşamaya teşvik etmelidir. Yaz-kış ayları da fark etmiyor artık, vaka sayıları bu şekilde artarsa büyük sıkıntılar yaşayacağız. Hükümetin bir an önce eylem planı açıklayıp önlem alması ve denetimleri artırması gerekiyor. Aksi halde ekim-kasım aylarında hiç istemediğimiz bir durum bizi bekliyor.”

 “AZINLIK HÜKÜMETİ, ÜLKE GÜNDEMİNDEN TAMAMEN KOPUK BİR MEKANİZMA HALİNDEDİR”

Hükümetin toplumun sorunlarına eğilmekten çok uzak olduğunu belirten HP Milletvekili, “Ortada ne sağlık mücadelesinde planlama yapan bir hükümet var ne de ekonomik krizi, işsizliği, alım gücünün hızlı düşüşünü görüp ekonomik bir kalkınma planı sunan bir hükümet” dedi.

Baybars, mevcut hükümetin gündeminin ülke gündemiyle çok farklı olduğunun altını çizdi ve şöyle devam etti:

“Örneğin Başbakan Yardımcısı göreve geldiği ilk günden beri ülke ihale krizleriyle çalkalanıyor. Bir ülke düşünün ki; aynı zamanda Ekonomi Bakanı da olan bir Başbakan Yardımcısı ihale yasasına aykırı bir şekilde doğrudan akaryakıt alımı yapıyor, ne olduğu olmayan bir yakıtı tankerlerle ülkeye taşıyor. Yıllar sonra Teknecik Santrali’nden kara dumanlar tütmeye başladı. Halkın Partisi olarak konuya ilişkin girişimlerimizi yaptık, hukuk yoluyla şikayetimizi yaptık. Ekonomiyle ilgilenmeyen bir Bakan. Piyasayı ucuzlatacağını, mal ve hizmet dağılımını denetleyeceğini söyleyen ama hiçbir dediğini yapmayan bir Ekonomi Bakanı. Sayın Başbakan’ın gündemi ise tamamen kurultay. İki güne bir Türkiye tarafından sevildiğini, UBP başkanlığına ne kadar yakıştığını söyleyen bir Başbakan. Ülke gündeminden tamamen kopuk bir mekanizma var.”

“İŞÇİ VE İŞVEREN ASGARİ ÜCRETTE UZLAŞTI AMA HÜKÜMET HALA ADIM ATMADI”

HP Milletvekili Baybars, asgari ücret konusunda ilk defa işverenle işçinin arasında bir uzlaşma olduğunu ancak hükümetin hiçbir girişiminin olmadığını ifade etti.

İşçi ve işveren uzlaşmasının son derece önemli olduğunun altını çizen Baybars, “Pandemi hepimize gösterdi ki; özel sektör ve çalışma hayatı hem kamu maliyesini besleyen ciddi bir kaynak. Bu süreç bize özelde çalışan işveren ve işçilerin ne kadar bağlı ve birbirine ihtiyaç duyar halde olduğunu hatırlattı. İşverenler personel sıkıntısı da yaşıyor. Alım gücü ve özel sektörde destek kaldırıldı. Bizim hükümette olduğumuz dönemde bir ekonomik kalkınma paketi hazırlamıştık ve işverene sigorta prim desteği vermiştik, elektrik ücretlerinde indirim yapmıştık. O dönemde bir de kredi desteği sağlamıştık. Bu hükümetse sigorta desteğini kaldırdı. Sonra geri getirileceğini söyleseler de henüz daha tüzükle ilgili Bakanlar Kurulu’nda atılan bir adım yok. Ekonomik örgütler ile Esnaf ve Zanaatkarlar Odası’nın sesi duyuldu, hükümet ‘halledeceğiz’ dedi ama yine yapılan bir şey yok. Maalesef bu ülkede bu kadar kötü yönetildiğimiz bir dönem daha hatırlamıyorum” diye konuştu.

“HÜKÜMET RESMEN BİTMİŞTİR, OTURUP MUHALEFETLE DOĞRU BİR SEÇİM TARİHİ BELİRLEMELİDİR”

Başbakan Ersan Saner’in “İhtiyaç duyulursa erken seçime gideriz” açıklamasının hükümetin ne kadar başarısız olduğunun kanıtı olduğuna işaret eden Ayşegül Baybars, şöyle konuştu:

“Bu Saner’in kurultay hazırlığı da olabilir. Erken seçim ve seçmenin iradesinin yeniden meclise yansıması gerekliliği bizler tarafından samimiyetle dile getirilirken, Sayın Saner için ‘seçim’ kurultay yarışında rakiplerine gösterdiği bir sopaya dönüşüyor. Çünkü bu ülkenin Başbakan’ı ülkesinin sorunlarına çözüm bulma noktasında artık çok yetersiz kalıyor.

Hükümet ortaklarıyla uyum hiç yakalanmadı zaten. Bakanlar birbirinden habersiz. Kamu maliyesinde her ay maaşların ödenip ödenemeyeceği tartışılıyor, piyasaya korku verilen açıklamalar yapılıyor. Bu hükümet resmen bitmiştir. Hükümet muhalefetle birlikte doğru bir seçim tarihi belirlemelidir, sıkıntılı konuların çözümü için irade ortaya koymalıdır. Toplumun kaybedecek bir günü yok.”