Ah biz insanlar!..

İnsanoğlu bu yeryüzünde meydana gelen değişimlerin en büyük sorumlusudur. Eskiden doğal gidişat, doğa olayları dünyamızın değişimine büyük oranda hakimken, bugün bundan söz etmek oldukça zordur.

Teknolojinin gelişmesini kişisel hırsları ve bencilliğiyle birleştiren insanoğlu maalesef dünyamızın doğal seyrini dumura uğratmış, doğanın “doğal sistemini” dahi, deyim yerindeyse “allem gallem mansura” etmiştir.

Tam bir yıl önce ortaya çıkan ve dünyamızı saran Covid-19 virüsü ile ilgili çok çeşitli komplo teorileri ortaya atılmaktadır. Virüsün imal edilip salındığı, insanoğlunun baskı altına alınması için ortaya atıldığı gibi teorilerle ortaya çıkanlar olduğu gibi, aşılar aracılığıyla insanların çiplenip mimleneceğini iddia edenler de var.

Ben bu gibi komplo teorilerine inananlardan değilim. Teknoloji ve akıllı telefonlarla her adımı takip edilebilen insanoğlunun daha yeni uygulamalar aracılığıyla daha da kuşatılmasına gerek yok. Yeterince kuşatılmışlık var zaten.

Covid-19 virüsü, dünyamızın doğal gidişatının bir sonucu olarak ortaya çıkmış binlerce virüsten birisidir. İnsanlık tarihine bir bakacak olursak, geçmişte de çeşitli virüslerin milyonlarca insanı öldürdüğünü, ülkeleri, halkları kırıp geçirdiğini görürüz.

Dünyamızın, doğamızın “etki-tepki” sonucunda varolan dengesizlikleri düzenlemek adına kendi kendini yenilemesinden başka birşey değil diye düşünüyorum bu virüslerin ve Covid-19’un.

Covid-19 virüsünün çok daha sert, çok daha acımasız ve saldırgan olması, belki de biz insanoğlunun dünyamıza, doğamıza ve birbirimize karşı olan acımasız ve saldırgan tavırlarımız nedeniyledir, kim bilir!

Virüsün dünyamıza yayılmaya başlamasının birinci yıldönümünde, şimdi de farklı bir variyanttan ve çok daha hızlı yayılmadan söz ediliyor. Tüm ülkeler yine sert tedbirler almaya başladı.

Oysa konu oldukça basit. Bu virüsün insandan insana bulaştığını biliyoruz. Bunda kuşkuya hiç yer yok. Peki o zaman, niye yayılmasının önüne geçemiyoruz? Demek ki sorun bizde. Ya inanmıyoruz, ya ciddiye almıyoruz, ya da “bana birşey olmaz” diyerek bencil davranıyoruz.

Çok zor mu bir süreliğine birbirimizden uzak durmak? Çok zor mu dışarı çıkıp insanların arasına karıştığımızda maskemizi takmak? Çok zor mu geliyor bir şeylerle temas etmek zorunda kaldığımız zaman ellerimizi yıkamak?

Yok! İlle tatile gideceğiz. İlle barlara, restoranlara gideceğiz. İlle “gave partileri”, “eğlence geceleri” düzenleyeceğiz. Bir yerde durup sorumlu davranmak aklımıza gelmiyor. Kendimizi düşünmüyoruz, etrafımızda sağlık durumları tehlikeli olanları düşünsek bari.

Bu bencillik, arsızlık insanoğlunun doğasında mıdır acaba? Hiç sanmıyorum. Birazcık düşünen ve durumları sağlıklı bir şekilde değerlendirebilen her insan kendini, davranışlarını kontrol edebilir diye düşünüyorum.

Birbirimize sağlıklı koşullarda kavuşabilmek, daha güzel bir dünyada daha güzel günlerde yaşam sürdürmek istiyorsak, sabırlı olmayı, otokontrol mekanizmamızı çalıştırmayı ve çevremizdeki insanlara da örnek olmayı başarabilmeliyiz.

Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır demiş atalarımız. Hepinize daha sağlıklı, daha güzel bir 2021 dilerim.