2020-11-16 22:54:33

Nereye gidiyoruz?

Artun Gökşan

GoksanArtun@gmail.com 16 Kasım 2020, 22:54

Dünyamız nereye gidiyor? Geriye doğru mu?

Yoksa bana mı öyle geliyor?

Eskiden sanki dünya çok daha güzeldi. Daha yaşanılır bir yerdi dünyamız sanki.

Nostaljik mi bakıyorum? Yoksa acaba öyle mi gerçekten?

Yıllar geçtikçe herşey değişiyor mutlaka. Değişim doğanın kendisindedir zaten. İlla ki değişim yaşanacaktır. Bizler de değişeceğiz, dünyamız da değişecek. Hiçbir şey olduğu gibi, olduğu yerde kalmayacak.

Ama sorum şu: değişim yaşanırken, hangi yöne doğru değişim? İyiye doğru mu, yoksa kötüye doğru mu? Bu da göreceli bir kavram diyeceksiniz, herkese göre değişir.

Doğru. Doğru da, bazı şeyler var ki, insanın ağrına gidiyor! Belki kimileri için gurur ve sevinç kaynağı olan şeyler, kimileri için can sıkıcı olacak. Napalım, o da dünyayı nasıl algıladığınızdan, hangi pencereden baktığınızdan kaynaklı.

Ve dünya her zaman bu iki kutup arasındaki mücadelelere sahne olacak, bu mücadelenin sonuçları da dünyanın gidişatını belirleyecek.

***

Covid-19 nedeniyle yeniden evlerimize kapandığımız bugünlerde, insan ister istemez düşünüyor.

Yaşadığım 60 yıla yakın zaman dilimini bir film şeridi gibi geçiriyorum gözlerimin önünden. Çocukluk yıllarıma, okul, üniversite yıllarıma, Kıbrıs’ta, Türkiye’de ve en sonunda İngiltere’de yaşadığım yıllara gidiyor düşüncelerim.

Tüm bu yıllarda yaşadığım insan ilişkilerini düşünüyorum. İnsanların birbirlerine olan yakınlıkları, birbirlerine yaklaşım biçimleri geliyor aklıma.

Ve bugünkü ile karşılaştırmaya çalışıyorum. Geriye mi gittik, ileriye mi?

İnsanların tahammül etme “termometrelerine” bakıyorum. İstikrarsız bir inme-çıkma var gibi. Tahammülsüzlükten daha toleranslı bir gidişe doğru evrilirken, aniden geriye dönüş ve sıfır tahammül noktasına doğru gidiş.

Dinden, politikadan tutun da sosyal yaşamdan spora kadar tüm alanlarda saygı, tolerans, anlayış ve kulak verip anlamaya çalışma yok olmaya yüz tutmuş.

Teknoloji büyük bir hızla gelişmiş. Gelişmiş ama, sadece kendisi gelişmiş. İnsanlığa yaptığı katkılar, dünyamızı ileriye mi taşımış, yoksa gerilere mi düşürmüş?

Teknoloji sayesinde, dünyayı elimizin, hatta avucumuzun içine almışız, ama biz ne hallere düşmüşüz! Kendimizi tanıyamaz hale gelmişiz.

Teknoloji sayesinde örneğin, dünyanın en uç köşesindeki bireylerle temas kurabiliyorken, onlarla iletişim sağlayabiliyorken; daha da yakınlaşacağımıza, birbirimize daha yabancı duruma geliyoruz.

Konuşa konuşa anlaşmaya çalışmak yerine, sövüşe sövüşe birbirimizden nefret etmeye başlıyoruz.

Teknoloji sayesinde güzelliklere ulaşıp, kendimizi çok daha donanımlı, bilgili bireyler haline mi getiriyoruz? Yoksa bilgi kirliliği içerisinde ne yaptığımızı, ne söylediğimizi bilmez hale gelen düzeysiz bireyler haline mi dönüşüyoruz?

Yine teknoloji sayesinde eskiden hiç elde edilemeyen birçok şeyi elde edince, bu bizi daha donanımlı bireyler haline mi getiriyor, yoksa “herşeyi olan bir hiç” durumuna mı sokuluyoruz?

***

Dünyamızda “ilerleme” mücadelesi devam ediyor.

Bugünkü dünyamızda, geriye doğru bir gidişat var. En azından ben öyle görüyorum. 

Ama doğanın kendini yenileyip güzelliklerin her zaman yeşermesine yardımcı olduğu gibi, insanlık da kendi doğrusunu bulacak ve ileriye, güzelliklere doğru adımlar atacaktır.

Zaman zaman moralimiz bozulsa da, dünya insanlığının güzelliklere ulaşma azminin her zaman galip geleceği gerçeği hiçbir zaman değişmeyecektir.

Buna yürekten inanıyorum.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.