2021-01-17 15:56:15

Karar Ver(eme)mek: İşte Tüm Mesele Bu!

Reyhan Algül

reyhanalgul@gmail.com 17 Ocak 2021, 15:56

Reçel Deneyi’ni duydunuz mu? Bir süpermarkette, cumartesi günü, bir stant kuruluyor ve müşterilere 6 farklı reçel sunuluyor. Ertesi hafta cumartesi günü yine bir stant kuruluyor ve bu sefer 24 farklı reçel sunuluyor. Müşteriler istedikleri kadar reçel deneyebiliyorlar. Tadım yapanlara o gün kullanılmak üzere 1 dolarlık indirim kuponu da veriliyor. İsteyenler sonra kahvaltılık reyonuna gidip beğendikleri reçeli alabiliyorlar. Sizce hangi senaryoda reçel satışları daha fazla olmuştur?

6 reçel alternatifi olan stantta müşterilerin yüzde 30’u o gün reçel satın alıyor. 24 reçel alternatifi sunulan müşterilerin ise yalnızca yüzde 3’ü reçel satın alıyor. İşin enteresan tarafı 6 reçelin olduğu standın önünden geçen müşterilerin yüzde 40’ı durup reçel denerken 24 reçelin olduğu standın önünden geçenlerin yüzde 60’ı durup reçel denemiş.

Bu deney bize seçenek bolluğunun başlangıçta cazip görünse de insanı kararsızlığa ittiğini gösteriyor. Yanlış tercih yapma korkusu da kararsızlığı iyice besliyor. Tabi kararsızlığın tek nedeni seçenek bolluğu değil. Peki kararsızlık nedir? Bireyi etkileyen çoğunlukla karşıt; duygu, düşünce, durum, kişiler ya da istekler arasında seçim yapabilme güçlüğüdür. Karar verememe ve seçim yapamama durumudur. Hepimiz zaman zaman kararsızlık yaşarız ama kronikleşirse kişinin yaşantısında zor ve acı verici bir süreç haline gelir.

Kimler daha zor karar veriyor?

  • Özgüven eksikliği olanlar: Kendine ve kararlarına güvenemeyen, hatalı bir karar vereceğinden daha emin olan kişilerde kararsızlık sıklıkla görülür.
  • Mükemmeliyetçiler: En doğru kararı verebilmek ve hata yapmamak için kararsızlığa sıklıkla düşerler.
  • Kaygılılar: Verilecek kararın sonuçlarının belirsiz olması, yanlış kararın yaratacağı zor durumlar, kaygılar için bir artış nedenidir.
  • Kontrolcüler: Kararları ve yaratacağı sonuçları kontrol etmek istemek veya kararların yol açacağı durumları kontrol edememe ihtimali yine kararsızlığı arttırır.
  • Takıntıları olanlar: Takıntılı bir zihin yapısına sahip kişiler karar vermenin hem öncesinde, hem sonrasında ısrarlı bir şekilde düşünceler içinde kalabilirler. Doğru karardan da, yanlış karardan da emin olmazlar.

Karar verirken nelere dikkat etmeliyiz?

Çok klasik olmakla beraber “en kötü karar kararsızlıktan iyidir” diyeceğim. Kötü karar diye bir şey yoktur, aslında seçimlerimiz vardır ve biz insanlar yanlış seçimler de yaparız. Önemli olan fark ettikten sonra gerekli dersleri çıkarabilmek ve tekrarlamamak. Kısa vadede yanlış gibi görünen bir karar, bir süre sonra çok doğru bir karar dönüşebilir. İnsanlar yaşamlarında bunu pek çok kez tecrübe etmişlerdir. Şems Tebrizi’nin dediği gibi: “Bugün olmadı diye ağladığın şeye, yarın iyi ki olmadı diye sevinirsin”.

Bir de unutmamak gerekiyor ki, hatalı kararlarımız bizi bu hayatta büyüten şeyler. Karar vermek kişinin içinde bulunduğu “comfort zone” denilen “konfor alanı”ndan çıkıp ruhsal büyümenize yol açar.

Uykusuz olmak ya da uykumuzu tam almamak da kararsızlığı besleyen bir durum. Böyle olduğunuz günlerde karar almayı biraz ötelemek daha iyi bir seçenek olabilir.

Dönem dönem kararsızlıklar yaşayabilirsiniz bu çok normaldir. Önemli olan dozajıdır. Bazı durumlarda, karar vermek için beklemek ve sakinleşmek daha doğrudur. Yürümek, yazmak, çizmek bizi sakinleştir.

Hayatınız adına önemli bir kararı çok kolay veremeyebilirsiniz ama bir meyve seçmek gibi basit bir seçimde bile kararsız kalıyorsanız, saatlerce düşünüyorsanız, bu durum sizin için sorun oluşturuyor demektir ve bir ruh sağlığı uzmanından destek almak iyi olabilir. Kararsızlığa neden olan şeylerin alt yapısını çalışmak bu durumun kronik hale gelmesini engeller ve uzun vadeli değişimleri beraberinde getirir.

Kararlı günler diliyorum…

Uzman Klinik Psikolog Reyhan Algül

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.